21 Aralık 2015 Pazartesi

Küresel Ekonomi ve Piyasalara İlişkin Haftalık Değerlendirme (21 - 25 Aralık)

Önemli bir eşik geride bırakıldı ama faiz patikasının fiyatlanması da piyasalar ve Fed açısından önemli bir stres unsuru. Geride bıraktığımız hafta, önceki yazımızda verdiğimiz senaryoya paralel olarak (haftaya satış baskısı ile başlanırsa Fed’in faiz patikası mesajları bahane edilerek toparlanma gözlenebilir) küresel piyasalarda olumlu seyir hakimdi. Gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda risk iştahındaki toparlanma sayesinde borsalar genel olarak kazanç kaydederken, emtia fiyatlarında da yükseliş eğilimi ham petroldeki ilave gerileme hariç olmak üzere, gözlendi. ABD Doları ise önde gelen EM para birimlerine karşı değer kaybederken, ECB kararı sonrası ciddi sıçrama gösteren euro/dolar paritesi ise beklediğimiz gibi 1.1030 direncini aşamaması sonrası belirgin güç kaybına uğradı. Bütün bu gelişmelerin belirleyicisi olan FOMC’nin küresel krizden beri ilk faiz artırımını da içeren kararları ve toplantı metninde verdiği mesajlar ise, beklentilere paralel ve haftalardır vurguladığımız çerçeve doğrultusundaydı. Fed 16 Aralık’taki toplantısında faiz artırım sürecini başlatırken, dikkatleri faiz patikasına yöneltme amacıyla, artırımların kademeli olacağını ve önceki faiz artırım dönemlerine göre daha sınırlı boyutta olabileceği mesajını verdi. Üyelerin federal fonlara uygulanacak faize ilişkin uzun vade medyan tahminlerinde ise önceki toplantıya göre sınırlı değişiklik vardı. Bu bağlamda, 2016 yılı medyan tahmini 1.4 verilerek, baz senaryo altında gelecek yıl toplam faiz artışının yaklaşık 1 puan ve büyük olasılıkla 4 seferde (Fed’in 8 toplantısı bulunuyor) gerçekleştirileceği mesajı verildi. Piyasa ise bunu doğal olarak basın toplantılarının da olduğu (Mart-Haziran-Eylül-Aralık) aylarda faiz artışı gerçekleşecektir diye okudu. Ancak, Fed zamanlama konusunda net bir mesaj vermezken, fiiliyatta faiz patikasının gelen veri akışına göre şekilleneceği vurgulamasını yaptı. Daha önce belirttiğimiz gibi, her ne kadar, Fed faiz artırımlarının kademeli ve ılımlı olacağı mesajını verse de, genel olarak verilerin güçlü seyri, faiz patikasının da düşünülenden farklı şekillenebileceği endişesini zaman zaman piyasaların gündeminde öne çıkaracaktır. Dolayısı ile, çok yakın vadede olmasa da, önümüzdeki dönemde enflasyon en başta olmak üzere ABD verilerine hassasiyetin artmasını beklemekteyiz. Faiz artırımını piyasalarda çalkantıya yol açmadan başlatmak önemli bir eşikti, ancak faiz patikasının nasıl şekilleneceği konusunda çok fazla belirsizlik olmasının küresel piyasalar açısından yeni bir volatilite kaynağı olabileceğini ve bu süreci yönetmenin Fed’in iletişim politikası açısından yeni bir sınav olacağını düşünüyoruz. Bu dönemde ise, özellikle EM piyasa tepkileri açısından genel şablon olarak, “güçlü ABD verisi olumsuz, zayıf ABD verisi olumlu” çıkarımının büyük ölçüde geçerli olacağı söylenebilir.

FOMC, ECB’nin imdadına yetişti, paritede yön tekrar aşağıya döndü. Bir süredir, ECB’nin para politikası ve niceliksel gevşeme ile hedeflediği esas alanlarda (getiri eğrisinin kısa ucunu düşük tutmak ve Euro’ya değer kaybettirmek) sürpriz yapma potansiyelinin mevcut olduğunu ve bunu kullanabileceğini vurguluyoruz. FOMC kararı ise, özellikle kısa vadeli faiz farkını artırarak Euro’ya değer kaybettirme anlamında yardımcı olurken, ECB’nin bahsettiğimiz silahları erkenden kullanmasına gerek olmadığını gösterdi. Sonuç olarak, haftayı 1.0835 seviyesinde kapatan parite açısından kısa vadede 50 günlük hareketli ortalama olan 1.0910 seviyesi kritik bir direnç olarak karşımıza çıkmakta, olası toparlanma çabalarında bu seviyenin geçilememesi durumunda yön aşağı kalmaya devam ederken, hedef ise Kasım sonunda test edilen 1.05 seviyesi olabilecektir.

Veri açısından yoğun olmayan ve Christmas tatili nedeniyle kısa olan haftada, ABD’de 3Ç GDP ve dayanıklı tüketim malı siparişleri öne çıkıyor. Yukarıda bahsettiğimiz fiyatlamalar açısından, 21-25 Aralık haftasında açıklanacak az sayıda veri bulunmaktadır. ABD’de, Salı günü açıklanacak olan 3Ç nihai GDP gerçekleşmesi ve mevcut konut satışları ile Çarşamba dayanıklı tüketim malı siparişleri, çekirdek PCE endeksi ve yeni konut satışları öne çıkmaktadır. Euro Bölgesi’nde ise önemli bir veri açıklaması bulunmamaktadır. Bu bağlamda, veri akışının FOMC sonrası yoğun olmaması nedeniyle küresel piyasaların verilere bağlı hareketten çok FOMC kararının devam eden yansımalarına odaklı hareket etmesini bekleriz.


BM’de alınan Suriye kararı jeopolitik riskler açısından olumlu. Piyasaların normal işleyişine ait olan yukarıdaki değerlendirmelerimiz dışında, jeopolitik riskler açısından, Birleşmiş Milletler’de Suriye’de ateşkesin sağlanması ve Esad sonrası ülkenin geleceğine ilişkin planlarda mutabakat sağlandığına ilişkin haberler olumlu gelişme olarak kaydedilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder