Dış ticaret açığı Ekim
ayında 3,6 milyar dolar ile geçen yılın aynı
ayının çok altında gerçekleşti. Geçen
yılın aynı ayında verilen açık 6,3 milyar dolar düzeyindeydi. İhracat, Ekim
ayında yıllık bazda %3.1 artışla 13,3 milyar dolar olurken, artış oranındaki
gerçekleşmenin TİM öncü verilerine göre yüksek olmasında bu yıl altın
ihracatının 681mn dolara yükselmesi (geçen yıl 44mn dolar) etkili oldu. İthalat
ise %11.9 azalışla 16,9 milyar dolar düzeyinde oluştu. Böylece, beklendiği gibi
yıllık dış ticaret açığı sert düşüş göstererek 69,6 milyar dolar ile Kasım 2010’dan
beri en düşük düzeyine indi. Dış ticaret açığının gelecek ay da baz etkisi ve
enerji ithalatının düşüklüğü nedeniyle gerileme eğilimini sürdürmesi
beklenebilir.
Dış
ticaret dengesini enerji grubu yine çok olumlu etkilemeye devam ederken, altın
grubunun etkisi de olumlu oldu. Altın ithalatının Ekim
ayında ($203mn) düşük kalması ve ihracatının geçen yılın çok üzerinde olması
nedeni ile, altın ticaretinin yıllık dış ticaret açığına getirdiği iyileşme 834mn
dolar olurken, ilk on ay sonundaki toplam iyileşme ise 5,7 milyar dolara yükseldi.
2012 yılında altın dış ticareti dengesi 5,7 milyar dolar fazla, 2013 yılında
11,8 milyar dolar açık ve geçen yıl ise yine 3,9 milyar dolar açık vermişti.
Enerji ithalatı ise sert düşüş eğilimini korurken, Ocak-Ekim döneminde enerji
ithalatında toplam düşüş ise 13,9 milyar dolar oldu. Böylece son 12 aylık
enerji ithalatı da 41,0 milyar dolara gerilemiş oldu.
İthalat alt
gruplarından gelen sinyaller üretim, iç talep ve
yatırımlar gibi büyüme bileşenleri açısından ise görece olumlu bir tablo çizdi.
Sermaye malı ithalatı (%4.2) ve tüketim malı ithalatı
(%5.7) yıllık bazda artarken, ara malı ithalatı yıllık bazda %18 daraldı, özellikle
yatırım ve tüketim eğiliminde önceki aylara gore daha olumlu bir tablo çizdi.
Ayrıca, sanayi üretimi açısından öncü olduğunu düşündüğümüz enerji ve altın
hariç ara malı ithalatının hem önceki aya göre arttığını hem de yıllık bazda daralışının
azaldığını görüyoruz. Bu durum, Ekim ayı için yıllık %7.0-8.0 artış aralığında
olan sanayi üretimi ön tahminimizde risklerin yukarı yönlü olduğunu düşündürdü.
Dış
açık için Kasım sinyalleri karışık; ihracat daralışı tekrar hızlanırken, enerji
ithalatı ise düşmeye devam edecektir. İhracatçı birliklerinin öncü
verilerinden izlediğimiz kadarıyla, Kasım ayı TİM öncü ihracat (altın hariç)
verisi yıllık bazda düşüş (%10) görülebileceğini düşündürmektedir. Buna
karşılık, altın ticareti kaynaklı lehte bir baz etkisi görünmektedir. Ayrıca, enerji
ithalatının olumlu etkisi Kasım’da da gözlenmeye devam edilecektir. Daha net
bir görünümü 2 Ekim’de açıklanacak gümrük verilerinden edinmeyi bekliyoruz.
Dış ticaret
verisinden sonra, Ekim ayında cari denge 0,2 milyar dolar açık
verebilir diye düşünmekteyiz. Geçen yılın aynı ayında
cari açık 2,3 milyar dolardı. Bu şekilde gelirse, son 12 aylık cari açık 38,5
milyar dolar düzeyine düşecek. Orta Vadeli Program’da %3.0 büyüme beklentisi
ile 36,7 milyar dolar cari açık öngörülmüştü. Düşüş eğiliminin 2015 yılının
kalan kısmında da devam edeceğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda, yılsonu cari işlemler
açığı tahminimiz olan 36,5 milyar dolar (milli gelire oranla %5.1) üzerinde
risklerin hafif aşağı yönlü olduğunu düşünüyoruz.
Cari açığın birincil
belirleyicisi olan dış ticaret dengesinde 2015 yılı ve
sonrası için yeni bazı risklere rağmen beklentiler olumlu tarafta kalmaya devam
ediyor. Son dönemde petrol fiyatlarının yükselişine ragmen halen
50 dolar seviyesinin altında olması ile 2015 yılı dış dengesi açısından olumlu
etkileri güçlü bir şekilde gözlenmeye devam edilecektir. Buna karşılık, son
yıllarda altın ithalat ve ihracatı faktörlerinin artan etkisi ve enerji
fiyatlarındaki oynaklıklar nedeniyle manşet dış açık verileri yerine enerji ve
altın hariç dış ticaret açığının seyrini takip etmeyi tercih ediyoruz ki, geçen
yılın tamamında azalan bu verinin Şubat-Temmuz döneminde gözlenen yükselişten
sonra Ağustos-Ekim döneminde tekrar düşüşe geçmesini büyüme açısından olumsuz
ancak cari açık açısından olumlu bir gelişme olarak görmekteyiz. Söz konusu
göstergede, genel olarak, daralmanın mevcut duruma göre şiddetlenmesini büyüme
açısından olumsuz bir gelişme olarak okurken, tekrar yükseliş eğilimine geçmesi
de yeniden dengelenme açısından risk olarak izlemekteyiz. Öte
yandan, gelişmiş ülkelerin (özellikle AB) büyüme hızlarında görülen yavaşlama ve
Rusya pazarındaki mevcut daralmanın iki ülke arasındaki gerginlikle
şiddetlenmesi riski ise dış dengede daha belirgin iyileşmeyi sınırlandıran
faktör olarak etki etmektedir.