9 Kasım 2015 Pazartesi

Eylül Ayı Sanayi Üretimi Verilerine İlişkin Değerlendirmemiz


n Eylül ayında sanayi üretimi (arındırılmamış) yıllık bazda %7.9 düşüşle beklentilerin çok üzerinde bir gerileme gösterdi. Genel piyasa medyan beklentisi %3.0 azalışa işaret ederken, bizim beklentimiz ise %5.0 azalış yönündeydi. Yıllık artış hesaplamasını anketlerle sağlıklı karşılaştırma için daha fazla sayıda katılımcının tahmin gönderdiği mevsim ve takvim etkisinden arındırılmamış ham veri üzerinden yapmaktayız. Hatırlanacağı gibi, Ağustos’taki sert artışa ihtiyatlı yaklaşmış bunun Temmuz ayındaki aşırı zayıflığın bir telafisi gibi göründüğünü söylemiştik. Aşağıda da ayrıntılı değindiğimiz gibi, yıllık değişimde gözlenen sert dalgalanmalar üretimde bir momentum değişiminden çok büyük ölçüde yıllar arasındaki işgünü farkından kaynaklanıyor. Bu bağlamda, Eylül ayında imalatçı sektörlerin ana girdisi olan “enerji ve altın hariç ara malı ithalatının” geçen yılın aynı ayına göre %23 gibi sert bir oranda daralması, aynı ayın sanayi üretimi açısından beklentilerimizi aşağı çeken bir gelişme olmuştu, gerçekleşmenin bu beklentiyi doğruladığı görülüyor.

n TÜİK’in açıkladığı şekliyle, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinde yıllık bazda %2.8 artış gösterdi. Böylece, aylık endekslerdeki oynaklık nedeniyle trend açısından daha net görüntü verdiğini düşündüğümüz, takvim etkisinden arındırılmış endeksin üç aylık hareketli ortalamasının yıllık değişimi, önceki aya göre sert azalışla %3.3 seviyesine geriledi. Daha önce, çalışma günü farklılıkları nedeniyle arındırılmış ve arındırılmamış veriler arasındaki belli aylarda önemli farklar oluşabildiğini ve Eylül’de çalışma günü sayısının geçen yıla göre çok düşük olması nedeniyle bu farkın belirgin olarak hissedileceği bir ay olacağını söylemiştik. Ekim’de ise bu etki bu kez işgünü fazlalığı nedeniyle ters yönde (artış) gözlenecektir.

n Üçüncü çeyrekte üretim artış hızı %0.3’e doğru belirgin gerileme gösterdi.  Eylül ayı sonuçlarından sonra, yeni yılın ilk çeyreğinde %1.3 oranına yavaşlayan, ikinci çeyrekte ise %3.7 düzeyine hızlanan üretim artış hızının, üçüncü çeyreği %0.3 düzeyinde kapadığını hesaplamaktayız. Bu ise, aynı çeyrek milli gelir gerçekleşmesi açısından olumsuz bir gelişme olarak kaydedilmiştir.

n Sanayi üretiminin ana eğilimi açısından izlediğimiz diğer gösterge, mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış endeks ise, bir önceki ayla aynı kaldı. Söz konusu göstergenin aydan aya büyük oynaklık gösterdiğini hatırlatmak isteriz. Hatırlanacağı gibi, Mart ayında sanayi üretimi tarihi zirvesine ulaştıktan sonra Nisan’da yatay kalmış, Mayıs’ta %2.0 gerileme, Haziran’da %2.1 artış, Temmuz’da ise %1.5 oranında geri çekilmeden sonra Ağustos’ta %3.0 artış ile yeni tarihi zirvesini görmüştü. Bilindiği gibi, bu dalgalanmanın boyutu özellikle bayram gibi uzun tatillerin yıllık izin dönemleriyle çakıştığı zamanlarda TÜİK’in kullandığı yöntemin arındırmayı yeterince sağlıklı yapamamasından kaynaklı olarak daha da büyümektedir. Bu nedenle, sanayi üretimi momentumunun gücü açısından ay bazında değerlendirmeden çok çeyrekten çeyreğe değişimlere bakmak daha doğru olacaktır diye düşünüyoruz. Sonuç olarak, sanayi üretimi tarihi zirvesini korurken, çeyrekler bazında bakıldığında ise; bu yılın ilk çeyreğinde önceki çeyreğe göre %1.1 artış, ikinci çeyrekte de bunun üzerine %1.5 civarında artıştan sonra üçüncü çeyrekte ise %1.1 artış kaydetmiş, güç kaybının sınırlı olduğunu göstermiştir.      

n Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış ana sanayi gruplarında bir önceki aya göre en yüksek azalış %6.3 ile dayanıklı tüketim malı imalatında gerçekleşti. Diğer alt gruplarda ise daha sınırlı azalışlar yaşandı.    

n Türkiye’de sanayi üretimi ile milli gelir verileri arasındaki yakın ilişki dikkate alındığında, bu görünüm bize üçüncü çeyrekte ikinci çeyrekten çok daha zayıf bir GSYH artışı kaydedilebileceğini düşündürdü. 2014 yılında %2.9 oranında OVP tahminlerinin gerisinde kalan bir büyüme kaydedildikten sonra, 2015 yılının ilk çeyreğinde de beklentilerin üzerinde olsa da %2.3 ile sınırlı kalan bir büyüme oranı kaydedilmişti. İkinci çeyrekte ise büyüme %3.8’e doğru hızlanmış ve ilk yarıdaki büyüme hızını %3.1’e taşımıştı. Öte yandan, üçüncü çeyrek görünümü açısından diğer öncü göstergelere bakıldığında; Türkiye PMI endeksi mevsimsel düzeltilmiş Temmuz-Eylül ortalaması (49.4) önceki çeyreğe göre (49.2) hafif yüksek oluşurken, MB Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) Temmuz-Eylül ortalaması (101.6) ise önceki çeyreğe göre (102.6) hafif azalmış, kapasite kullanımı %75.0 ile önceki çeyreğe (%74.7) göre yükselmiş, tüketici güven endeksinde ise sert düşüşler gözlenmişti. İhracatın (TİM verileri) ise aynı dönemde yıllık bazda %13 civarı daralması dış talep açısından olumsuzluğa işaret ederken, otomotiv, konut  ve beyaz eşya satışlarındaki devam eden toparlanma iç talep açısından olumlu bir gelişme olarak kaydedilmişti.

n Bütün bu gelişmeleri dikkate alarak, üçüncü çeyrek için geçici ön büyüme tahminimizi üretim verilerinden sonra %2.0-2.5 aralığında belirledik. Gerçekleşme ise TÜİK tarafından Aralık ayı içinde açıklanacak.

n Sonuç olarak, siyasi belirsizliklerin azalmasına rağmen bu yıla fazla katkı sağlamayacağını, 2015 yılı büyüme tahminimiz olan %2.9 üzerinde risklerin ise sınırlı da olsa aşağı yönde devam ettiğini düşünmekteyiz. Ekim 2015’de açıklanan OVP'de 2015 yılı tahmini %3.0 açıklanırken, son TCMB beklenti anketinde ortalama büyüme beklentisi ise %2.9 düzeyine kadar gerilemişti. Bu yıl için iç talepte (özel tüketim ve yatırım) ılımlı bir toparlanma öngörümüzü gelişmeler doğrulamaya devam etse de, son dönemde finansal koşullarda yaşanan sıkılaşmanın da etkisiyle yılın ikinci yarısında kredi büyümesinin belirgin yavaşladığının görülmesi, iç talep açısından olumsuzluğa işaret etmektedir. Eylül-Ekim ayları konut ve otomobil satışlarındaki zayıflık da bu değerlendirmeyi doğrulamaktadır. Ayrıca, ihracatın üçüncü çeyrekte de yıllık bazda sert daralmaya devam etmesi, Ekim’de gözlenen sınırlı toparlanmaya ragmen dış talep üzerindeki risklerin aşağı yönlü kalmayı sürdürdüğünü göstermektedir. Buna karşılık, geçen yıl büyümeyi aşağı çeken tarım sektörünün ilk yarıda kaydettiği %5.2 büyüme hızını yılın ikinci yarısında da koruyacağını düşünmekteyiz. Bu bağlamda, 2015 yılı büyüme tahminimiz (%2.9) üzerindeki risklerin hafif aşağı yönde kalmayı sürdürdüğü söylenebilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder