16 Kasım 2015 Pazartesi

Küresel Ekonomi ve Piyasalara İlişkin Haftalık Değerlendirmem

ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının Aralık ayında harekete geçeceği beklentisi çok güçlendi. Geride bıraktığımız hafta, küresel piyasalar açısından, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Aralık ayı toplantılarında harekete geçeceğine yönelik algılamanın iyice güçlendiği bir dönem oldu. Her ne kadar, gelişmiş ülkelerde açıklanan bazı veriler (ABD’de perakende satışlar verisinin zayıflığı gibi) tamamen bu algılamayı güçlendirecek şekilde gelmemiş olsa da, her iki Merkez Bankası’nın yetkililerinin hafta içindeki konuşmaları özellikle bu konuda gerçekleştirilen anketlere katılan ekonomistleri ikna etmişe benziyordu. Söz konusu anketler ekonomistlerin çok büyük çoğunluğunun (%90’nın üzerinde) faiz artış sürecinin Aralık ayında başlatılacağı beklentisini yansıtırken, buna karşılık piyasa oyuncularının bu beklentiyi fiyatlamasını yansıtan FED vadeli kontratları Aralık ayı faiz artışı olasılığını %70’e yakın göstermekteydi. Bu algılamanın Ekim ayında beklenenden çok güçlü gelen tarım-dışı istihdam verileri sonrası güçlendiği dikkate alınırsa, 16 Aralık FOMC toplantısı öncesi açıklanacak Kasım ayı verilerinin ters yönde gelmesi durumunda piyasa oyuncularında kafa karışıklığına ve fiyatlamalarda dalgalanmaya yol açabileceği unutulmamalıdır.  Ancak, veri nasıl gelirse gelsin, konsensüsün bu ölçüde sağlanmış olduğu bir ortamda FED’in bu fırsatı kaçırmayarak normalleşme sürecini başlatması bize göre çok daha olası görünmektedir. Beklenti yönetimine özel bir önem veren FED bu aşamadan sonra ise, iletişimine faiz patikasına yönelik mesajlarla devam ederek süreç hakkında piyasaları olabildiğince aydınlatmaya çalışacaktır. Buna ilişkin ilk mesajın ise, büyük olasılıkla, faizlerdeki artışın bir seri şeklinde olmaktansa kademeli olacağı ve sürecin sonunda ulaşılacak faiz seviyesinin geçmiş dönemlere göre daha düşük kalacağı şeklinde olmasını beklemekteyiz.

FED’in kademeli sıkılaşmasına karşılık ECB’nin para politikasını gevşetme için yeni yollar araması euro/dolar paritesini zayıflatıyor. FED’in para politikasını kademeli sıkılaştırma eşiğinde olduğu bir dönemde ise, ECB’nin tam tersi yönde yani ilave gevşemeyi sağlayacak yeni kararlar alma noktasında olduğu da, son olarak Draghi’nin Ekim ECB toplantısında verdiği sinyali geçen hafta içindeki son konuşmasında güçlendirmesi ile anlaşılmıştır. Piyasalar, ECB’nin mevduat faizini indirme ve tahvil alım miktarını artırma silahlarını Aralık toplantısında kullanmasını beklemektedir. Bu konudaki minimum beklenti şu an zaten negatif olan mevduat faizinin 10 baz puan daha aşağı çekilmesi ve aylık tahvil alım programının miktarının 10 milyar dolar artırılması şeklindedir. Dolayısı ile, bu beklentiden daha agresif kararlar alınması durumunda piyasa etkisi daha belirgin olabilecektir. Önceki dönemde olduğu gibi, euro/dolar paritesi açısından en önemli sürükleyicinin (driver) iki Merkez Bankası para politikası arasındaki fark yani tahvil getiri eğrisine yönelik beklentiler olmaya devam ettiğini düşünüyoruz. Nitekim, bu nedenle hafta içinde paritenin yeni bir zayıflama eğilimine geçtiği gözlenmiştir. Kısacası, faizi yüksek olan para birimi yakın vadede güçlenme eğilimini koruyacaktır. Bu algılamanın korunması durumunda, paritede ilk hedef 1.05 seviyesi olacaktır.

Veri açısından yoğun haftada, ABD’de TÜFE verisi ve FOMC özetleri, Euro Bölgesi’nde ise ECB yetkililerinin konuşmaları öne çıkıyor. Yukarıda bahsettiğimiz fiyatlama açısından ise, 16-20 Kasım haftasında açıklanacak önemli veriler bulunmaktadır. ABD’de Salı günü açıklanacak olan enflasyon verileri, Çarşamba konut başlangıçları ve FOMC toplantı özetleri, Perşembe ise Philly FED endeksi öne çıkmaktadır. TÜFE’nin ılımlı seyri şu ana kadar FED’in normalleşmeyi başlatmayı geciktirmesinde en büyük etkenlerden biri olmuştur. Buradaki en ufak hızlanma durumu Aralık fiyatlamasını daha da güçlendirebilir. Ayrıca, hafta içinde Lockhart, Fischer ve Powell gibi eyalet FED Başkanlarının konuşmaları da yakından takip edilecektir. Euro Bölgesi’nde ise Pazartesi günü Draghi, Constancio ve Coeure gibi önde gelen ECB yetkililerinin açıklamaları dikkatle izlenecektir. Haftanın en önemli verisi ise yine Pazartesi açıklanacak olan Ekim ayı enflasyon gerçekleşmesidir. Ancak ülke bazında gerçekleşmelere bakıldığında bu verinin bir sürpriz getirmesi beklenmemektedir.


Normal işleyiş dışında ise, Paris’teki terör eyleminin yansımaları ve G-20 toplantısının sonuçları yakından takip edilecek. Son olarak ise, piyasaların normal işleyişine yönelik yukarıdaki değerlendirmelerimiz dışında, piyasalardaki risk iştahı açısından olumsuz yansımaları hafta başından itibaren gözlenecek olan Cuma gecesi Paris’te gerçekleşen terör eylemi öne çıkmaktadır. Bu bağlamda, Antalya’da gerçekleşen G-20 toplantıları sonrasında verilecek siyasi mesajlar da jeopolitik risklerin seyri açısından büyük önem taşımaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder