30 Kasım 2015 Pazartesi

Küresel Ekonomi ve Piyasalara İlişkin Haftalık Değerlendirmem (30 Kasım - 4 Aralık)

ABD’de, FED, 16 Aralık’taki toplantısına giden yolda başta tarım-dışı istihdam verisi olmak üzere bazı engellerle karşılaşabilir, ancak faiz artışına giden yoldan geri dönülmeyeceğini düşünüyoruz. Geride bıraktığımız hafta, ABD’deki şükran günü tatili nedeniyle beklendiği gibi veri akışı açısından hareketsizken, Türkiye-Rusya gerginliği tüm piyasaların gündemindeydi. ABD’de üçüncü çeyrek GDP ikinci tahmin gerçekleşmesi, beklentilere paralel olsa da, %2.1 artışla ilk tahminin üzerinde oluştu. Kasım ayı imalat sanayi öncü PMI endeksi zayıflamaya işaret etse de, hizmet sektörüne ait olan endeks beklentilerin üzerinde artış gösterdi. Ayrıca, dayanıklı tüketim malı siparişleri güçlü bir görünüm sergilerken, yeni konut satışları beklentileri karşıladı, ancak mevcut konutların satışı beklentilerin altında kaldı. Euro Bölgesi’nde ise, PMI endeksi son 4.5 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, Japonya’da son 20 ayın zirvesi görüldü, Çin’de ise yine beklentilerin üzerinde bir gerçekleşme vardı ama her iki ülkede de genişleme-daralma dönemlerini ayıran 50 seviyesinin altında kalınmaya devam edildi. Daha önce de vurguladığımız gibi, 16 Aralık’taki FOMC toplantısına kadar tarım-dışı istihdam gibi önemli bir veri açıklaması bulunsa da, verinin zayıf gerçekleşmesi durumunda bile, faiz artırım beklentisi bu kadar güçlenmişken, FED’in bu fırsatı kaçırmayarak süreci başlatacağını düşünüyoruz. Elbette, dikkatleri faiz patikasına yöneltmeye çalışarak; artırımların kademeli ve ılımlı olacağı ve erken başlandığı için daha sınırlı boyutta olabileceği mesajını toplantı metnine ekleyerek, sıkılaşmanın getiri eğrisi üzerindeki etkisini dengelemeye de çalışacaktır. Ayrıca, bu toplantıda FED üyelerinin federal fonlara uygulanacak faize ilişkin uzun vade medyan tahminlerinin aşağı çekilmesi de beklenebilir.

Bu hafta Perşembe günü toplanacak olan ECB’nin alacağı kararlara yönelik spekülasyonlar had safhada, paritede düşüş sürüyor. Harekete geçmek için 3 Aralık toplantısını kullanması beklenen ECB ile alınacak kararlarla ilgili olarak ise hafta içinde bazı spekülasyonlar (ECB’de atıl fonlarını tutan bankalara iki aşamalı ceza faizi uygulanması ve tahvil alımlarını yerel yönetimlerce ihraç edilen tahvilleri içine alacak şekilde genişletmek) da yapıldı. Bu tip yeni enstrümanlar kullanılır ya da kullanılmaz bilemeyiz ama, piyasa dedikodularının bu noktaya varması ECB’nin para politikasıyla esas hedeflediği alanlarda (getiri eğrisinin kısa ucunu düşük tutmak ve Euro’ya değer kaybettirmek) sürpriz yapma gücünün yüksekliğine işaret etti. Önceden de belirttiğimiz gibi, bu konudaki minimum beklenti şu an zaten negatif olan mevduat faizinin 10 baz puan daha aşağı çekilmesi, aylık tahvil alım programının miktarının 10 milyar Euro artırılması ve program süresinin 6 ay uzatılması şeklinde olduğundan, “beklenenden daha agresif kararlar alındı” algılaması yaratmak çok da zor olmayacağa benzemektedir. Bu bağlamda, iki hafta once öngördüğümüz gibi paritenin zayıflama eğilimi devam etmiş 1.0560 seviyelerine kadar geri çekilme gözlenmiştir. Paritenin önceki en düşük seviyesi olan 1.05 desteğini test etmesi kısa vadede kaçınılmaz olarak görünmektedir.

Veri açısından yoğun olan haftada, ABD’de tarım-dışı istihdam verisi ve öncesinde Yellen’ın kongre sunumu, Avrupa’da ise ECB toplantısı ve Kasım enflasyon ön tahmini öne çıkıyor. Yukarıda bahsettiğimiz fiyatlamalar açısından, 30 Kasım - 4 Aralık haftasında açıklanacak önemli veriler ve toplantılar bulunmaktadır. ABD’de Salı günü açıklanacak olan PMI ve ISM endeksleri, Çarşamba ADP özel istihdam verisi, Cuma ise tarım-dışı istihdam ve istihdama ilişkin diğer ayrıntılar öne çıkmaktadır. Öte yandan, FED yetkililerinin başta Perşembe günü Yellen’ın kongre sunumu olmak üzere yoğun konuşma akışı bulunmaktadır. Euro Bölgesi’nde ise Salı günü PMI, Çarşamba öncü enflasyon verisi, Perşembe ise ECB toplantısı ve sonrasındaki Draghi basın toplantısı ilgi çekecektir. Bu bağlamda, haftanın son iki günü kritik veri ve toplantılar nedeniyle piyasalar açısından çok hareketli olacağa benzemektedir.  


Kara Cuma’nın ABD’de ekonomik canlılık açısından getireceği bilgiler ve artan jeopolitik riskler ise küresel piyasaların izleyeceği diğer başlıklar olacaktır. Son olarak ise, piyasaların normal işleyişine ait olan yukarıdaki değerlendirmelerimiz dışında, Türkiye-Rusya krizinin başta emtia fiyatları olmak üzere küresel yansımaları, AB-Türkiye zirvesinde özellikle Suriyeli göçmen krizi boyutunda alınacak kararların etkileri ve ticari düzlemde ise “kara cuma” gününün perakende satışlar açısından verdiği görüntünün önemli olabileceğini düşünüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder