ABD’de,
FED, 16 Aralık’taki toplantısına giden yolda başta tarım-dışı istihdam verisi
olmak üzere bazı engellerle karşılaşabilir, ancak faiz artışına giden yoldan
geri dönülmeyeceğini düşünüyoruz. Geride bıraktığımız
hafta, ABD’deki şükran günü tatili nedeniyle beklendiği gibi veri akışı
açısından hareketsizken, Türkiye-Rusya gerginliği tüm piyasaların
gündemindeydi. ABD’de üçüncü çeyrek GDP ikinci tahmin gerçekleşmesi,
beklentilere paralel olsa da, %2.1 artışla ilk tahminin üzerinde oluştu. Kasım
ayı imalat sanayi öncü PMI endeksi zayıflamaya işaret etse de, hizmet sektörüne
ait olan endeks beklentilerin üzerinde artış gösterdi. Ayrıca, dayanıklı
tüketim malı siparişleri güçlü bir görünüm sergilerken, yeni konut satışları
beklentileri karşıladı, ancak mevcut konutların satışı beklentilerin altında
kaldı. Euro Bölgesi’nde ise, PMI endeksi son 4.5 yılın en yüksek seviyesine
ulaşırken, Japonya’da son 20 ayın zirvesi görüldü, Çin’de ise yine
beklentilerin üzerinde bir gerçekleşme vardı ama her iki ülkede de
genişleme-daralma dönemlerini ayıran 50 seviyesinin altında kalınmaya devam
edildi. Daha önce de vurguladığımız gibi, 16 Aralık’taki FOMC toplantısına
kadar tarım-dışı istihdam gibi önemli bir veri açıklaması bulunsa da, verinin
zayıf gerçekleşmesi durumunda bile, faiz artırım beklentisi bu kadar
güçlenmişken, FED’in bu fırsatı kaçırmayarak süreci başlatacağını düşünüyoruz. Elbette,
dikkatleri faiz patikasına yöneltmeye çalışarak; artırımların kademeli ve ılımlı
olacağı ve erken başlandığı için daha sınırlı boyutta olabileceği mesajını toplantı
metnine ekleyerek, sıkılaşmanın getiri eğrisi üzerindeki etkisini dengelemeye
de çalışacaktır. Ayrıca, bu toplantıda FED üyelerinin federal fonlara
uygulanacak faize ilişkin uzun vade medyan tahminlerinin aşağı çekilmesi de
beklenebilir.
Bu
hafta Perşembe günü toplanacak olan ECB’nin alacağı kararlara yönelik
spekülasyonlar had safhada, paritede düşüş sürüyor. Harekete
geçmek için 3 Aralık toplantısını kullanması beklenen ECB ile alınacak
kararlarla ilgili olarak ise hafta içinde bazı spekülasyonlar (ECB’de atıl
fonlarını tutan bankalara iki aşamalı ceza faizi uygulanması ve tahvil
alımlarını yerel yönetimlerce ihraç edilen tahvilleri içine alacak şekilde
genişletmek) da yapıldı. Bu tip yeni enstrümanlar kullanılır ya da kullanılmaz
bilemeyiz ama, piyasa dedikodularının bu noktaya varması ECB’nin para
politikasıyla esas hedeflediği alanlarda (getiri eğrisinin kısa ucunu düşük
tutmak ve Euro’ya değer kaybettirmek) sürpriz yapma gücünün yüksekliğine işaret
etti. Önceden de belirttiğimiz gibi, bu konudaki minimum beklenti şu an zaten
negatif olan mevduat faizinin 10 baz puan daha aşağı çekilmesi, aylık tahvil
alım programının miktarının 10 milyar Euro artırılması ve program süresinin 6
ay uzatılması şeklinde olduğundan, “beklenenden daha agresif kararlar alındı”
algılaması yaratmak çok da zor olmayacağa benzemektedir. Bu bağlamda, iki hafta
once öngördüğümüz gibi paritenin zayıflama eğilimi devam etmiş 1.0560
seviyelerine kadar geri çekilme gözlenmiştir. Paritenin önceki en düşük
seviyesi olan 1.05 desteğini test etmesi kısa vadede kaçınılmaz olarak
görünmektedir.
Veri
açısından yoğun olan haftada, ABD’de tarım-dışı istihdam verisi ve öncesinde
Yellen’ın kongre sunumu, Avrupa’da ise ECB toplantısı ve Kasım enflasyon ön
tahmini öne çıkıyor. Yukarıda bahsettiğimiz fiyatlamalar
açısından, 30 Kasım - 4 Aralık haftasında açıklanacak önemli veriler ve
toplantılar bulunmaktadır. ABD’de Salı günü açıklanacak olan PMI ve ISM
endeksleri, Çarşamba ADP özel istihdam verisi, Cuma ise tarım-dışı istihdam ve
istihdama ilişkin diğer ayrıntılar öne çıkmaktadır. Öte yandan, FED
yetkililerinin başta Perşembe günü Yellen’ın kongre sunumu olmak üzere yoğun
konuşma akışı bulunmaktadır. Euro Bölgesi’nde ise Salı günü PMI, Çarşamba öncü
enflasyon verisi, Perşembe ise ECB toplantısı ve sonrasındaki Draghi basın
toplantısı ilgi çekecektir. Bu bağlamda, haftanın son iki günü kritik veri ve
toplantılar nedeniyle piyasalar açısından çok hareketli olacağa benzemektedir.
Kara Cuma’nın ABD’de ekonomik canlılık açısından
getireceği bilgiler ve artan jeopolitik riskler ise küresel piyasaların
izleyeceği diğer başlıklar olacaktır. Son olarak ise,
piyasaların normal işleyişine ait olan yukarıdaki değerlendirmelerimiz dışında,
Türkiye-Rusya krizinin başta emtia fiyatları olmak üzere küresel yansımaları,
AB-Türkiye zirvesinde özellikle Suriyeli göçmen krizi boyutunda alınacak
kararların etkileri ve ticari düzlemde ise “kara cuma” gününün perakende
satışlar açısından verdiği görüntünün önemli olabileceğini düşünüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder