FED,
faiz artırım sürecini başlatmaya çok yakın olduğu mesajını verirken,
piyasaların başlangıç stresini azaltmak amacıyla da dikkatleri faiz patikasına
yöneltmeye çalıştı. Geride bıraktığımız hafta, beklendiği gibi,
ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Aralık ayı toplantılarında
harekete geçeceği algılamasının yavaş yavaş bir kesinliğe dönüştüğü olaylar
akışı gözlendi. Japonya Merkez Bankası (BOJ) ise teknik resesyona girildiğini
gösteren milli gelir verilerine karşılık ilave parasal genişlemeye gitmekten
kaçındı. Her ne kadar, gelişmiş ülkelerde açıklanan bazı veriler (ABD’de inşaat
izinleri verisinin zayıflığı ve Euro Bölgesi’nde enflasyonun beklenenden yüksek
gerçekleşmesi gibi) destekleyici yönde gerçekleşmemiş olsa da, haftaiçinde
açıklanan FOMC ve ECB Ekim toplantısının tutanakları ve Draghi’nin konuşması ekonomistler
ve piyasa oyuncuları tarafından yeterli kanıt olarak görüldü. Geçen hafta
vurguladığımız gibi, FED, faiz artırım sürecini başlatmaya çok yakın olduğu mesajını
verirken, piyasaların başlangıç stresini azaltmak amacıyla da dikkatleri faiz
patikasına yöneltmeye çalıştı. Bu bağlamda, artırımların kademeli ve ılımlı
olacağı ve erken başlanması durumunda daha sınırlı boyutta olabileceği mesajı
net bir şekilde verildi. Hatta bu mesajı güçlendirmek amacıyla da, tutanakların
en başında “denge reel faiz” konusundaki tartışmalara yer verildi ve söz konusu
faizin son dönemde gerilediği ve sıfıra yakın seviyede olduğu belirtildi. Bu
çaba etkili de oldu, tutanaklar “şahin” algılamasını güçlendirmezken, politika
faizinin uzun vadede ulaşacağı seviyenin (terminal rate) korkulduğu kadar
yüksek olmayacağı algısını güçlendirdi. Hatta, son olarak Eylül toplantısında
%3.5’e indirilen FED üyelerinin uzun vade medyan tahmininin daha da aşağı
çekilebileceği beklentisini doğurdu. Bir son dakika gelişmesi olarak da, FED,
Pazartesi günü avans ve iskonto oranlarını görüşmek üzere önceden planlı
olmayan acil bir toplantı gerçekleştireceğini duyurdu. Söz konusu oranların ele
alındığı Eylül’deki son toplantıda her iki oran da 0.75 seviyesinde sabit bırakılmıştı.
Bu oranlarda bir artış gerçekleşmesi durumunda Aralık toplantısı için politika
faizinde de artış kesin gibi görünecektir.
BOJ
yine pas geçti ama ECB’nin harekete geçeceğine yönelik beklentiler daha da
güçlendi. FED’in tam tersi yönde hareket etmesi
beklenen Merkez Bankaları’ndan BOJ, büyük olasılıkla üçüncü çeyrekte GSYH’deki
daralmaya karşılık aynı veride yurtiçi tüketimin artış göstermesini dikkate
alarak ilave parasal genişlemeden kaçındı. ECB ise, gerek son toplantı
tutanaklarında gerekse Draghi’nin hafta içindeki son konuşmasındaki
vurgularıyla mevduat faizini indirme ve tahvil alım miktarını artırma
silahlarını Aralık toplantısında kullanacağı algısını güçlendirdi. Bu konudaki
minimum beklenti şu an zaten negatif olan mevduat faizinin 10 baz puan daha
aşağı çekilmesi, aylık tahvil alım programının miktarının 10 milyar Euro
artırılması ve program süresinin 6 ay uzatılması şeklindedir. Dolayısı ile, ECB’nin
elinde ek bir silah olarak beklenenden daha agresif kararlar alarak pozitif
sürpriz yapma imkanı da bulunmaktadır. Nitekim, geçen hafta öngördüğümüz gibi
paritenin zayıflama eğilimi devam etmiş 1.0650 seviyelerine kadar geri çekilme
gözlenmiştir. Paritenin ilk etapta, önceki en düşük seviyesi olan 1.05
desteğini test etmesi beklentimiz devam etmektedir.
Şükran
günü tatili nedeniyle veri açısından yoğun olmayan haftada, ABD’de olağanüstü FED
toplantısı ve GDP verisi, dünya genelinde Flash PMI endeksleri öne çıkıyor. Yukarıda
bahsettiğimiz fiyatlamalar açısından ise, 23-27 Kasım haftasında açıklanacak
önemli veriler bulunmaktadır. ABD’de şükran günü kutlamaları nedeniyle
piyasalar Perşembe-Cuma kapalı görünürken, Pazartesi günü açıklanacak olan Flash
PMI ve mevcut konut satışları, Salı GDP ikinci tahmini, Çarşamba ise dayanıklı
tüketim siparişleri, yeni konut satışları ve Hizmetler Flash PMI endeksi öne
çıkmaktadır. Öte yandan, FED yetkililerinin geçen haftaki yoğun demeç akışından
sonra bu hafta planlamış bir konuşma bulunmamaktadır. Euro Bölgesi’nde ise
Pazartesi günü Flash PMI endeksleri, Salı GDP ve IFO verileri, Cuma ise Almanya
perakande satış verisi ilgi çekebilir. Ayrıca, hafta başında Coeure ve Mersch gibi
önde gelen ECB yetkililerinin açıklamaları dikkatle izlenecektir. Bana göre, haftanın
en önemli verisi, önemli bir öncü gösterge olan Kasım ayı Flash PMI endeksi
gerçekleşmeleri olacaktır. ABD ve Euro Bölgesi dışında, Japonya ve Çin gibi
küresel büyüme açısından önemli ülkeler için de açıklanacak, büyüme algılaması
açısından belirleyici olacaktır.
Paris’teki terör eyleminin yansımaları sınırlı kalırken,
Mali ve Belçika’daki yeni gelişmeler konuyu gündemden indirmiyor.
Son olarak ise, piyasaların normal işleyişine ait olan yukarıdaki
değerlendirmelerimiz dışında, Cuma günü Mali’de gerçekleşen terör eylemi ve
Belçika’da terör eylemi beklentisi nedeniyle verilen alarm durumu öne
çıkmaktadır. Piyasaların özellikle hisse senedi işlemlerinde Paris saldırısına
verdiği olumsuz tepki sınırlı kalmış, hatta belirgin yükselişler gözlenmişti. Bunda,
portföy akımları açısından yılın son aylarının olumlu mevsimselliğinin etkisi
ağır basmış da olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder