14 Aralık 2015 Pazartesi

Küresel Ekonomi ve Piyasalara İlişkin Haftalık Değerlendirme (14-18 Aralık)

Fed’in faiz artışını başlatması tamamen fiyatlandı ama daha fiyatlanmayan sürece ilişkin bir dolu unsur var. Geride bıraktığımız hafta, yoğun olmayan veri takvimi nedeni ile piyasaların verilere bağlı hareketten çok, güçlü tarım-dışı istihdam verisi sonrası tam da beklediğimiz gibi, küresel risk algılamasına endeksli hareket ettiği gözlendi. Ayrıca,  korktuğumuz gibi gelişmekte olan piyasalar (EM) aleyhine bir risk iştahı tablosu oluştu. Önceden de vurguladığımız üzere, her ne kadar, Fed’in bu haftaki toplantısında faiz artırımlarının kademeli ve ılımlı olacağı mesajını vermesi beklense de, genel olarak verilerin güçlü seyri, faiz patikasının da düşünülenden farklı şekillenebileceği endişesini getirmektedir. Gelişmiş piyasalarda da gözlenen satış dalgası borsalarda %3 ila %4.5 arası düşüşlere yol açarken, emtia fiyatlarında başta ham petrol olmak üzere ilave fiyat gerilemeleri gözlendi. ABD Doları önde gelen EM para birimlerine karşı ortalama %3 oranında değer kazanırken, G.Afrika Rand’ına karşı değer kazancı ülke içi faktörler nedeniyle %10’u aştı. ECB kararı sonrası ciddi sıçrama gösteren euro/dolar paritesi ise öngörülen teknik aralığı içinde ama 1.10 üst sınırına yakın seyretti. Bu hafta ise, doğal olarak tüm gözler Çarşamba akşamı yayınlanacak FOMC metni ve sonrasında gerçekleşecek olan Yellen’ın basın toplantısında olacaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Fed’in 16 Aralık’taki toplantısında faiz artırım sürecini başlatacağını, ancak, dikkatleri faiz patikasına yöneltme amaçlı olarak; artırımların kademeli ve ılımlı olacağı, erken başlandığı için daha sınırlı boyutta olabileceği mesajını toplantı metnine ekleyerek ve üyelerin federal fonlara uygulanacak faize ilişkin uzun vade medyan tahminlerini aşağı çekerek, sıkılaşmanın getiri eğrisi üzerindeki etkisini dengelemeye çalışacağını düşünüyoruz. Zaten finansal koşulların ne ölçüde sıkılaşacağını belirleyen de bu olacaktır. Toplantıya girerken, ABD Doları zaten bir miktar değer kaybetmiş olduğundan ve uzun vadeli tahvil faizlerinde önemli bir yükseliş gözlenmediğinden Fed’in eli rahat görünmektedir, ancak burada asıl hedefi son dönemde sert yükseliş gösteren 2 yıllık tahvil faizini baskılamak ya da en azından daha fazla yükselmesini engellemek olacaktır. Karara olası piyasa tepkisi ise, toplantıya kadarki gelişmelere bağlı olacaktır. Yani satış baskısı devam eder ve ilave değer kayıpları olursa karar sonrası Fed’in faiz patikası mesajları bahane edilerek toparlanma gözlenebilir. Aksi durumda yani haftaya alımlarla başlanır ise, karar sonrası risk iştahında belirgin bir artış beklenmemelidir.

ECB yetkilileri durumu toparlamaya çalışabilir ama parite açısından esas belirleyici, FOMC kararının nasıl algılanacağı olacaktır. Hayal kırıklığı yaratan 3 Aralık tarihli ECB toplantısı sonrasında yetkililerin iletişim politikasını kullanarak durumu düzeltme çabaları gözlenebilir. Bu bağlamda, geçen haftaki Novotny konuşması beklenen yönde olmadıysa da, Pazartesi günü Draghi’nin Bologna’da gerçekleştireceği konuşma bunun için iyi bir fırsat da olabilir. Bu doğrultuda, ECB’nin para politikası ve niceliksel gevşeme ile hedeflediği esas alanlarda (getiri eğrisinin kısa ucunu düşük tutmak ve Euro’ya değer kaybettirmek) sürpriz yapma potansiyelinin halen mevcut olduğunu düşünüyoruz. Sonuç olarak, parite açısından 200 günlük hareketli ortalama olan 1.1030 seviyesi kritik bir direnç olarak karşımıza çıkmaktadır. Büyük olasılıkla, FOMC’ye kadar 1.0950-1.1030 aralığında seyir gözlenebilir, sonrasında ise FED şahin algılanırsa yükseliş ara verebilir, aksi durumda ise yukarı yön korunabilir.

Veri açısından yoğun olan haftada, ABD’de TÜFE, Avrupa’da ise öncü PMI endeksleri öne çıkıyor. Yukarıda bahsettiğimiz fiyatlamalar açısından, 14-18 Aralık haftasında açıklanacak çok sayıda veri bulunmaktadır. ABD’de, Salı günü açıklanacak olan TÜFE ve NY Fed endeksi, Çarşamba konut başlangıçları, sanayi üretimi ve öncü PMI endeksi ve Perşembe Philly Fed endeksi öne çıkmaktadır. Euro Bölgesi’nde ise Pazartesi sanayi üretimi, Çarşamba ise öncü PMI endeksleri ve HICP fiyat endeksi ilgi çekecektir. Bu bağlamda, veri akışının FOMC öncesi yoğunlaşmasına rağmen piyasaların verilere bağlı hareketten çok FOMC kararına odaklı hareket etmesini bekleriz.


Petrol ve emtia fiyatlarının sert düşüşü büyüme endişelerini artırıyor. Piyasaların normal işleyişine ait olan yukarıdaki değerlendirmelerimiz dışında, büyüme algısını arka planda olumsuz etkileyen petrol fiyatları düşüşü, küresel piyasalardaki risk algısı açısından da yakından izlenmektedir. Jeopolitik riskler açısından ise, geçen hafta bu riskleri artırıcı bir gelişme gözlenmemiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder