7 Aralık 2015 Pazartesi

Küresel Ekonomi ve Piyasalara İlişkin Haftalık Değerlendirme (7 - 11 Aralık)

ABD’de, güçlü tarım-dışı istihdam verisi de vize verince, 16 Aralık’taki toplantıda Fed’in faiz artış sürecini başlatması için engel kalmadı. Geride bıraktığımız hafta, yoğun veri ve toplantı gündemi nedeniyle küresel piyasalar açısından aşırı dalgalı geçti. ABD’de gelişmeler beklendiği gibi seyrederken, esas sürpriz, ECB’nin ilave parasal gevşeme kararlarında yükselen piyasa beklentilerini karşılamayarak hayal kırıklığı yaratması ile yaşandı. Bu durum kendisini finansal göstergeler arasında en fazla euro/dolar paritesinde sıçrama olarak gösterdi. ABD’de kritik Kasım ayı istihdam raporu beklentileri tam anlamıyla karşılarken, Aralık ayında faiz artışını başlatma yolunda artık engel kalmadığını da düşündürdü. Gerek tarım-dışı istihdamda gözlenen aylık artış, gerekse işsizlik oranının %5 gibi düşük bir seviyede bulunması ve saatlik kazanç yıllık artışının tatmin edici düzeylere yakın olması, FOMC içinde muhalif üyeleri de ikna edici olacağa benzemektedir. Yellen da hafta içindeki veri öncesi gerçekleşen kongre sunumunda şu ana kadar elde edilen sonuçların arzulanan doğrultuda olduğunu ve 6 yılı aşkın süredir korunan sıfır faiz seviyesinden uzaklaşılmaya hazır hale gelindiğini vurguladı. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Fed’in 16 Aralık’taki FOMC toplantısında faiz artırım sürecini başlatacağını, ancak, dikkatleri faiz patikasına yöneltme amaçlı olarak; artırımların kademeli ve ılımlı olacağı, erken başlandığı için daha sınırlı boyutta olabileceği mesajını toplantı metnine ekleyerek ve üyelerin federal fonlara uygulanacak faize ilişkin uzun vade medyan tahminlerini aşağı çekerek, sıkılaşmanın getiri eğrisi üzerindeki etkisini dengelemeye çalışacağını düşünüyoruz. Zaten finansal koşulların ne ölçüde sıkılaşacağını belirleyen de bu olacaktır.  

ECB harekete geçti ama beklentileri karşılayamadı, yine de 1.10 seviyesi yukarı geçilmedikçe paritede yön aşağı doğru olacaktır. ECB ise,  ilave parasal genişleme için 3 Aralık toplantısında harekete geçse de, alınan kararlar beklentileri karşılamadı. Bilindiği gibi, bu konudaki minimum beklenti zaten negatif olan mevduat faizinin 10 baz puan daha aşağı çekilmesi, aylık tahvil alım programının miktarının 10 milyar Euro artırılması ve program süresinin 6 ay uzatılması şeklindeydi. Ancak aylık tahvil alım miktarını artırım kararı gelmedi. Ayrıca, karar öncesi “ECB’de atıl fonlarını tutan bankalara iki aşamalı ceza faizi uygulanması ve tahvil alımlarını bölgesel ve yerel yönetimlerce ihraç edilen tahvilleri içine alacak şekilde genişletmek” gibi spekülasyonlardan sadece ikincisi gerçekleşti. Buna karşılık, tahvil anapara geri ödemelerinin tekrar tahvil alım programında değerlendirilmesi kararı alındı. Bu bağlamda, ECB’nin para politikası ve niceliksel gevşeme ile esas hedeflediği alanlarda (getiri eğrisinin kısa ucunu düşük tutmak ve Euro’ya değer kaybettirmek) sürpriz yapma potansiyelinin kullanılmadığına piyasa göstergeleri de işaret etti. Bu doğrultuda, kısa vadeli tahvil faizleri 20 baz puan civarı yükselirken, paritenin hafta içinde gördüğü en düşük 1.0560 seviyelerinden sert bir düzeltmeyle 1.0940’a kadar yükseldiği ancak haftayı 1.0880 seviyesinden kapadığı izlendi. Ancak, 1.10 seviyesi yukarı yönde geçilmedikçe ana eğilimin aşağı yönde olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Veri açısından yoğun olmayan haftada, ABD’de perakende satış verisi, Avrupa’da ise GDP ikinci tahmini öne çıkıyor. Yukarıda bahsettiğimiz fiyatlamalar açısından, 7 - 11 Aralık haftasında açıklanacak az sayıda veri bulunmaktadır. ABD’de haftanın belki de tek önemli verisi, Cuma günü açıklanacak olan ve şükrangünü satışlarını da içerecek olan perakende satış verisi olacaktır. FED yetkililerinden ise sadece Bullard (oy kullanan üye ve şahin kanatta biliniyor) para politikası üzerine konuşacaktır. Euro Bölgesi’nde ise Almanya’da Pazartesi sanayi üretimi ve Cuma TÜFE verisi, Salı ise Euro Bölgesi GDP ikinci ön tahmini ilgi çekecektir. Bu bağlamda, piyasaların verilere bağlı hareketten çok tarım-dışı istihdam sonrası küresel risk algılamasına endeksli hareket etmesi beklenebilir. Her ne kadar, Fed’in faiz artırımlarının kademeli ve ılımlı olacağı mesajını vermesi beklense de, tarım-dışı istihdam verilerinin güçlü seyri, faiz patikasının da düşünülenden farklı şekillenebileceği endişesini getirmektedir. Bu durum, gelişmekte olan piyasalar aleyhine bir risk iştahı tablosu yaratabilir.


Rusya kaynaklı jeopolitik riskler ise bu hafta daha ön planda olabilir. Son olarak ise, piyasaların normal işleyişine ait olan yukarıdaki değerlendirmelerimiz dışında, gerilimin bir türlü azalmadığı Türkiye-Rusya krizinde NATO’nun askeri bazı hamleleriyle beraber artan jeopolitik risklerin ön planda olacağını düşünüyoruz. Bu riskle de bağlantılı olarak, OPEC’in son toplantısında petrol arzında bir değişikliğe gitmemesinin en azından petrol fiyatlarında aşağı yönlü gidişi güçlendirecek bir gelişme olmadığı söylenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder