TÜİK
verilerine göre Ekim ayında işsizlik oranı %10.5’e yükselirken, tarım-dışı
işsizlik oranı da %12.6’ya çıktı. Türkiye genelinde işsiz
sayısı 2015 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 104 bin kişi
artarken, işsizlik oranı ise geçen yılın aynı ayından 0.1 puan yüksek
gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı da geçen yıldan 0.1 puan yukarıda oluştu.
Önceki ay ise aynı oranlar sırası ile; %10.3 ve %12.4 düzeyindeydi. İşsizlik
oranındaki artışın mevsimselliğin gerektirdiği yönde (artış) ancak daha yüksek boyutta
gerçekleştiğini görüyoruz. Öte yandan, özellikle iç talebin seyri açısından
önemli bir gösterge olarak izlediğimiz istihdamın yıllık artış hızının %2.7’ye
ve tarım-dışı istihdamın yıllık artış hızının %3.1’e indiğini görmekteyiz ki,
manşet verilere göre bir miktar daha olumsuz bir tablo çizmektedir.
İşsizlik
ham verilerini sağlıklı değerlendirmek için dikkate almamız gereken bazı
özellikler bulunmaktadır. Mevsim etkilerinden arındırılmamış
verilerin tarihsel gelişimine bakıldığında, genellikle işsizlik oranının yılın
en düşük noktasını Haziran ayında gördüğü, bu ayı takiben de Şubat ayına kadar
yükseliş eğilimine girdiği bilinen bir gelişmedir, yani mevsimsellik söz konusu
oranların gelişiminde önemli bir belirleyici olmaktadır. Bu nedenle işsizlik
oranındaki yükselişin, mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde gözlenip
gözlenmediği trend açısından daha önemli bir unsur olmaktadır. Buna karşılık,
istihdamın ekonomilerin gerek genişleme gerekse daralma dönemlerinde ancak bu
döngü belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra belirgin değişim gösteren bir
üretim faktörü olması bu verinin öncü bir gösterge olmaktan çok, ekonomik
aktivitedeki değişimlerin hanehalkı üzerindeki etkilerini gecikmeli olarak
yansıtan bir veri olduğunu unutmamamızı da gerektiriyor.
Mevsimsellikten
arındırılmış işsizlik oranı %10.6’ya çıkarak son 11 ayın en yüksek seviyesinde,
tarım-dışı işsizlik oranı da %12.7’ye ulaştı. Mevsimsellikten
arındırılmış işsizlik oranı tarihi düşük seviyesini %8,1 ile Haziran 2012’de
görmüş ve uzun süre yatay seyrettikten sonra 2013 yılında %9’a yükselmiş, bu
döngüde gördüğü en yüksek seviye 2014 yılı Kasım ayında ulaştığı %10.6 olmuştu.
Takip eden 5 aylık gerilemeden sonra ise Mayıs-Haziran artışlarıyla %10.4’e
ulaşmıştı. Ekim’de ise 0.2 puanlık artışla yine %10.6’ya vardı. Öte yandan,
mevsimsellikten arındırılmış verilerde trend açısından istihdamdaki aylık
değişimlerin daha fazla bilgi içerdiğini düşünüyoruz. Bize göre, aynen ABD
verilerini piyasaların izlediği gibi, Türkiye’de de mevsimsellikten
arındırılmış tarım-dışı istihdam aylık değişimi takip edilmelidir. Bu şekilde
bakıldığında, Türkiye ekonomisinde 2012-2013 yıllarında aylık ortalama 70 bin
kişilik güçlü sayılamayacak bir tarım-dışı istihdam yaratılmış, benzer şekilde
2014 yılında ortalama aylık artış 78 bin kişiyle önceki iki yıla yakın
gerçekleşmişti. Bu yıl ise, tarım-dışı
istihdamda, ilk çeyrekte ortalama aylık 52 bin kişilik zayıf artıştan sonra ikinci
çeyrekte ortalama aylık 55 bin kişilik ve üçüncü çeyrekte ise ortalama 62
bin kişilik istihdam artışı ile toparlanma gözlenmişti. Yılın son çeyreğine ise
54 bin kişilik daha sınırlı artışla başlandı. Diğer taraftan, mevsimsellikten
arındırılmış işgücüne katılım oranı %51.5 ile 0.1 puan gerilerken, bir yandan
işsizlik oranındaki artışı sınırlayan bir etken olarak çalışırken, bir yandan
da iş bulma ümidinin azaldığını düşündüren bir gelişme olmuştur.
Tarım-dışı
istihdam artışında hizmetler sektörü lokomotif olmayı sürdürüyor, sanayinin katkısı
ise çok sınırlı. Tarım dışı sektörlerde istihdam
edilenlerin sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre gözlenen 616 bin kişi
artışın, 565 bini hizmetler sektörü ve 41 bini inşaat sektörü kaynaklı olurken,
sanayi sektöründe 10 bin kişilik daha sınırlı istihdam artışı gözlenmiştir. Bu
görünüm hiç de şaşırtıcı değildir, GSYH verilerine göre hizmetler sektörü
2014’de %4.1 büyüdükten sonra bu yıl ilk 9 aylık dönemde %4.4 oranında büyüme
göstermiştir.
İşgücü
piyasasında bozulma eğilimi tekrar başlamış görünürken, yüksek asgari ücret
artışının olumsuz yansımaları 2016’da bu eğilimi güçlendirebilir. 2014
yılında büyüme %2.9 ile potansiyel büyüme oranının altında kalmış, bu yılın ilk
üç çeyreği sonunda ise sınırlı bir hızlanma ile %3.4 gibi beklentilerin
üzerinde ancak halen yetersiz bir büyüme hızıyla devam edilmektedir. Ayrıca, büyümenin
tarım-dışı sektörlerde (özellikle sanayi) daha zayıf kaldığı da gözlenmektedir.
Asgari ücrette gerçekleşen yüksek artışın, her ne kadar maliyetin bir kısmı
Hazine tarafından yüklenilse de, istihdama olumsuz yansıma riski 2016’da
etkisini gösterebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder