Piyasalar Cuma günü IMF heyetinin Türkiye’ye çağrılacağı söylentisi ile dalgalanırken, gelen yeni haberler hükümetin bir stand-by yerine esnek kredi hattı (FCL) ismiyle bilinen IMF’nin yeni imkanı üzerinde çalışıldığı yönündeydi. FCL, dış denge, kamu borcu, mali politikalar ve bankacılık alanlarında belirli kriterlere (*) sahip, yani çok güçlü temel görünümü ve politika uygulamaları olan ülkelere, hem önden yüklemeli hem de uzun geri ödeme opsiyonu ile kullandırılabilecek bir borçlanma imkanı olarak tanımlanıyor. Krizin en şiddetli günlerinde Meksika, Polonya gibi bir kaç ülkeye bu imkan tanınmış ancak kullanan olmamıştı. Daha önce de Türkiye açısından gündeme geldiği ancak maliyetli bulunduğu söylenmişti. Dolayısı ile bu haberin ne ölçüde gerçek durumu yansıttığı konusunda bir değerlendirme yapmak zor görünürken, Türkiye’nin bu imkandan yararlanma kriterlerini ne ölçüde karşıladığı konusu da belirsiz durmaktadır. Öte yandan, aynı haberde, Türkiye’nin dinamik bütçe uygulamasına geçeceğinden de bahsedilmekteydi. Haberi okuduğumda bunun mali kural uygulamasını tarif ettiğini anladım. Bilindiği gibi, Orta Vadeli Program’da, mali kurala ilişkin yasal altyapının en geç 2010 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması hedeflenirken, 2011 yılı bütçe döneminden itibaren de kamu mali yönetiminin belirlenen mali kural ile uyumlu olarak yürütüleceği sözü verilmekteydi. Mali kural çerçevesinde, orta-uzun vadede kamu açığının milli gelire oranının, sürdürülebilir bir borç yapısı ile uyumlu bir düzeyde gerçekleşmesi hedeflenecekti. Kamu açığında yapılacak uyarlamayı belirlerken, ilk olarak bir önceki yıl gerçekleşen açığın orta-uzun vadeli hedefin ne kadar uzağında olduğu dikkate alınırken, dikkate alınacak ikinci faktör konjonktürün etkisi olacaktı. Böylece, kamu açığındaki uyarlama büyümenin uzun dönem ortalamasının üzerinde olduğu yıllarda daha yüksek, altında olduğu yıllarda ise daha düşük (**) olacaktı. Dinamik bütçe ile kastedilen yapı, bütçenin büyümenin farklı dönemlerine göre esneklik göstermesini içermektedir. IMF anlaşması olsun olmasın, yasal altyapısı ve bağlayıcılığı iyi şekillendirilmiş yukarıda bahsettiğim esneklikleri getirecek bir mali kural uygulamasını, her zaman vurguladığım gibi, çok önemli bulmaktayım.
(*) Bir ülkenin FCL imkanından faydalanabilmek için sahip olması gereken kriterler: (1) sürdürülebilir dış denge (2) dış finansmanda özel sektörün baskınlığı (3) devletin uluslararası sermaye piyasalarına düzenli ve olumlu şartlarda erişebilirliği (4) rezervlerin sağlamlığı (5) sürdürülebilir kamu borcu ve genel olarak kamu finansmanının sağlamlığı (6) sağlam bir para ve kur politikası çerçevesinde, düşük ve istikrarlı enflasyon (7) bankacılık sisteminde, sistemik bir bankacılık krizine dönüşme riski yaratacak şekilde ödeme güçlüklerinin olmaması (8) finans sektörünün etkin denetimi (9) verilerin şeffaf ve güvenilir olması.
(**) Öngörülen mali kural, Δa = y (a-1 - a*) + k (b - b*) şeklinde ifade edilebilir.
Δa: kamu açığındaki uyarlama / GSYH
a-1 : bir önceki yıl gerçekleşen kamu açığı / GSYH
a*: orta-uzun vadede hedeflenen kamu açığı / GSYH
b : GSYH reel büyüme hızı
b*: GSYH reel büyüme hızının uzun dönemli ortalaması
y : kamu açığının orta-uzun vadeli hedefine yakınsama hız katsayısı
k : döngüsel (konjonktürel) etkiyi yansıtma katsayısı
(y ve k katsayıları negatif rakamlardır. Δa’nın negatif olması kamu açığındaki azalmayı gösterir. Parametrelere ilişkin değerler, kamu açığının tanım ve kapsamı, uygulama, izleme ve raporlamaya ilişkin ayrıntılar, istisnai hükümler ve diğer hususlar mali kurala ilişkin alt yapıyı oluşturma sürecinde nihai hale getirilecektir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder