20 Mayıs 2010 Perşembe

Maç sahada, kredibilite uygulamada kazanılır...

Kapsam ve seçilen parametreler yönünden daha güçlü görünen mali kuralı, gözetim ve denetim alanlarındaki zayıflıklar nedeniyle örnek gösterilebilecek bir uygulama olarak nitelendirmekte zorlandığımı önceki yazımda vurgulamış, mali kuralın daha zayıf görünen noktalarına bu yazıda değineceğimi belirtmiştim. Aşağıda bu tespitlerim yer almaktadır.

Birinci tespit, kuralın varoluşuna yöneliktir. İşler iyi giderken tamam da, yeni bir ekonomik zayıflama döneminde hükümetlerin vergi indirimleri ve artırılan harcamalarla müdahalesine bir engel oluşturmadığı, mali kuralı uzun süredir uygulayan bir çok gelişmiş ülkenin kriz sırasında hızla artan bütçe açıklarından izlenmiştir. Yani, esas işe yaraması gereken dönemlerde kuralın varlığı bir anlam ifade etmemektedir.

İkinci tespit, gözetim ve denetime ilişkindir. Maliye’nin gerçekleştireceği gözetim ve raporlamayı Sayıştay’ın denetleyecek olması bağımsız kurul denetimi içeren diğer ülke örneklerine bakıldığında ideal bir formül gibi durmamaktadır.

Üçüncü tespit, kuraldan sapma halinde bir yaptırımın eksikliğidir. Sayıştay’ın denetimi sonrasında ortaya çıkabilecek herhangi bir uyumsuzluğun ne gibi sonuçlar ve yaptırımlar getireceği bilinmemekte, zor durumda kalındığında bu yasanın başka bir yasa teklifi ile değiştirilip değiştirilmeyeceğinin garantisi bulunmamaktadır.

Son tespit ise, mali kuralı güçlendirecek yan unsurların eksikliğine yöneliktir. Bir çok ülke uygulamasında mevcut olan mali kuralın yanında borç stokuna yönelik bir hedefi içermemesidir. Zira, özelleştirme gelirleri gibi bütçeye kaydedilmeyip bütçe finansmanında kullanılan gelirler borç stokunu etkilemekte ancak mali kuralın kapsamına girmemektedir.

Mali kural uygulamasının uzun dönemde bütçe açığını ve borç stokunu ne düzeylere getireceği de önem taşımaktadır. Hazine’den yapılan açıklamada, 10 yıllık bir dönemde genel yönetim açığının % 1'e yaklaşacağı, aynı dönemde borç stoku GSYH oranının da % 30'lara ineceği belirtilmiştir. Kuralın seçilen yakınsama katsayıları ve krizde verilen yüksek açık nedeniyle kriz öncesine dönüşü uzun zamana yaydığı böylece bütçe yönetimine önemli bir esneklik getirdiği izlenmektedir.

Hazine adına Sn. Çanakçı tarafından yapılan açıklamalarda kurala getirilen eleştirilere cevap verilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bence verilen en önemli mesajlar, mali kuralın zımni (örtülü) olarak borç hedefini içerdiği (herhalde % 30 kastediliyor) ve bunun iddialı bir borç hedefi olduğu, mali kurala geçiş için ilave ve ciddi bir sıkılaştırma gerekmediği, zira Orta Vadeli Program'da yer alan rakamlar ile mali kuralın ortaya çıkardığı rakamların birbirine paralel olduğuydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder