Avrupa Birliği’nin oluşturduğu Avrupa Finansal İstikrar Mekanizmasının birliğin geleceğine ilişkin oluşan paniği yatıştıracağı düşüncesindeyim. Hafta sonunda alınan önlemler aslında Yunanistan’a yardımdan çok borç krizinin İspanya ve Portekiz gibi ülkelere yayılmasını engellemeyi amaçlıyordu. Zaten piyasaları aşırı baskı altına alan ve panikleten de bu salgının yayılacağı endişesiydi. Yüksek boyutlu parasal destek bu riski ortadan kaldırmış gibi görünürken, İspanya ve Portekiz’den 18 Mayıs’ta bütçeyle ilgili ek önlemleri sunmalarının istenmesi, Avrupa Merkez Bankası’nın üye ülkelerin devlet tahvillerini satın almasına kapı açılması ve repo fonlamanın vadesinin uzatılması gibi önlemler paketi iyicene güçlü kılmaktadır. Ancak yine de dün piyasalarda gözlenen ilk olumlu tepkinin sonrasını gözlemekte fayda bulunmaktadır. Ekonomide ve piyasalarda yükseliş yönünde gördüğüm ana eğilimin değişmediğini düşünürken, bu tip riskten kaçış dönemlerinin sıklıkla yaşanabileceğini ama ana eğilimi tersine çevirmede yetersiz kalacağını tahmin ediyorum. Yani ilk borsa satış dalgasında W kampına atlayanlardan değilim....
Öte yandan, dün yurtiçinde en önemli gelişme Mart ayı sanayi üretim verilerinin açıklanmasıydı. Aşağıda ayrıntılı değerlendireceğim ama veriler kısaca büyüme ve enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklerin devam ettiğini düşündürdü.
Sanayi üretim endeksi Mart ayında yıllık bazda % 21.1’lik bir artış göstererek, piyasa beklentilerinin ortalaması olan % 19.8’den yüksek gerçekleşti. Yüksek seviyede olan bu artışta, önceki yılın ekonomik krizden kaynaklanan üretim seviyesinin zayıflığı (baz etkisi) etkili olurken, veriyle birlikte açıklanan mevsimsel etkilerden arındırılmış endekste ise aylık % 0.9’lık bir artış gözlendi. Yeni verilerle, kriz sürecinde Mart 2008 - Şubat 2009 arasında toplam % 20.2 düşüş gösteren mevsim ve takvim etkilerden arındırılmış sanayi üretim endeksinin, bu tarihten beri % 17.4 oranında toparlandığını hesaplamaktayım. Bu veriyle birlikte ilk çeyrekte sanayi üretim artışı da % 17.2 düzeyinde gerçekleşti. Bu ise ilk çeyrekte çift haneli büyüme görülmesi ihtimalini arttırırken, 2010 yılı konsensüs üzeri büyüme tahminimle (% 6) de uyumlu göründü. Hatırlayacağımız gibi, Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi ve Türkiye imalat sanayi PMI endeksi Nisan ayında da yükselişlerini sürdürmüş ve tarihi yüksek seviyelerine yaklaşmıştı. Kapasite kullanımı da belirgin artış göstermişti. Sanayi üretiminde devam eden toparlanma ile birlikte değerlendirildiğinde, büyüme açısından risklerin yukarı yönlü devam ettiğini söyleyebilirim. Enflasyonda da yukarı yönlü riskler gündemde olduğundan, Merkez Bankası’nın son çeyrek olarak ilan ettiği faiz artırımlarının daha erken gerçekleşme riski geçerliliğini korumaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder