30 Haziran 2009 Salı

Türkiye en hızlı toparlanır diyenler yanılıyor...

Yılın ilk yarısını bitirdiğimiz bu günde ilk çeyreğin büyüme gerçekleşmelerini öğreneceğiz ve bu kadar geriden gelen bir verinin piyasalara etkisine bakacağız. Elbette bu gecikme nedeniyle fazla bir etki beklenmemesi gerekir. Artık bu yılı sert bir daralma ile kapatacağımız kabul edilmeli ve yavaş yavaş 2010 yılı büyümesine odaklanılmalıdır. Bunun öncesinde ise, başlayan toparlanmanın hangi güçte olacağını kestirmeye yarayacak kısa vadeli aktivite gelişmelerinin yakından izlenmesi gerekiyor. Zira, zayıf bir iyileşme süreci olarak nitelendirilebilecek U tipi toparlanma ile ekonominin hızla kriz öncesi noktaya geri dönmesine imkan veren V tipi toparlanmanın, sektörlere ve piyasalara yansıması arasında büyük farklar olacaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, biz göreceli yavaş toparlanmayı içeren U tipi bir toparlanmayı esas almaktayız.

Bu bağlamda, haziran ayı ekonomik aktivitesine yönelik ilk sinyaller PMI endekslerini (*) en hızlı açıklayan Euro Bölgesi ve Türkiye'den alınmıştır. Euro Bölgesi'nde açıklanan geçici PMI endekslerinden imalat sanayi göstergesi beklentiye paralel gelirken, hizmet sektörü göstergesi ise tahminlerin altında kalmıştır. İmalat sanayinde 40.7'den 42.4'e yükselen PMI Endeksi, hizmet sektöründe ise 44.8'den 44.5'e gerilemiştir. Türkiye'de ise Reel Kesim Güven Endeksi'nin son iki ayda toplam 29 puan yükselişten sonra haziranda sadece 2.5 puan yükseldiği gözlenirken, alt gruplardan gelecek üç ay üretim hacmi ve gelecek üç ay ihracat sipariş miktarında aralıktan beri süren artış eğiliminin kesintiye uğradığı izlenmektedir. Ayrıca, geniş ekonomik kategoriler sınıflandırılmasına göre sektörlere bakıldığında, ara malı üreten sektörler dışında tüm sektörlerde hız kesme belirgin olarak gözlenmekte, yatırım malı ve dayanıklı tüketim malı üreten sektörlerde ise gerileme gözlenmektedir.

Bu görünümün, yılın ancak son çeyreğinde büyüme kaydedilmesini içeren baz senaryomuzla uyumlu olduğunu düşünüyoruz. Birinci çeyrekte Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 12 daralma yönünde olan konsensüs beklentisine paralel gerçekleşmesi durumunda, bunun bizim 2009 yılı için yüzde 5 daralma beklentimizle uyumlu olacağını düşünüyoruz. Burada büyük bir sürpriz olmadıkça, esas riskin kapsamlı bir program açıklanmasının da gecikmesiyle 2010 yılı büyümesine doğru kaydığını gözleyeceğiz. Sonuç olarak, toparlanmanın gücünün daha fazla sorgulanacağı bir dönemden geçerken, hala yavaş toparlanma senaryosuna oynamanın daha doğru olacağını düşünmekteyiz. Bu durumda, beklentilerin gerçekleşmelere daha yakın bir çizgiye oturmasını ve bunun borsalarda daha fazla düşüşü sınırlayacak sağlıklı bir gelişme olmasını beklemekteyiz. Yavaş bile olsa bu toparlanmanın korunması önemlidir ve bunu sağlamak için merkez bankalarının yeni likidite önlemlerine başvurarak bütçe görünümlerinden kaynaklanan faiz yükselişi baskısını engellemeye en azından mümkün olduğunca geciktirmeye çalıştıkları izlenmektedir.

(*) Satınalma Yöneticileri (PMI) Endeksi: Bir yayılma endeksi olup, 50 seviyesi ekonomik aktivitede genişleme ve daralma dönemlerini birbirinden ayıran kritik çizgi olarak kabul edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder