5 Ekim 2010 Salı

Gıda korkuttu, çekirdek rahatlattı...

Bugün muhtemelen gazetelerde enflasyon canavarının hortladığına ve mutfak enflasyonunun cepleri yaktığına dair haberler okuyacaksınız. Elbette bir ay içinde domates fiyatı % 50’nin üzerinde artıyorsa bu tür haberler kaçınılmaz oluyor. Ama unutmayalım aynı tür fiyatların yine kısa bir süre içinde benzer sertlikte düştüğünü de gördük. Zaten sorunda bu fiyatların aşırı derecede dalgalı olması. Bu dalgalanmayı azaltmanın yolu ya hal yasası gibi idari kararlarla arz dalgalanmasından kaynaklanan etkiyi sınırlamak ya da TÜİK’in fiyat endekslerine yansıtmada farklı bir yaklaşımı getirmesini sağlamaktan geçiyor. Bunları yapamıyorsak da, keşke bir yolu olsa da biz de bir çok gelişmiş ülke gibi çekirdek enflasyonu hedefleyebilsek diyeceğiz.

Yukarıda belirttiğim gibi, Türkiye’nin enflasyon göstergelerinde makas bir kez daha ve inanılmaz derecede açılmış durumda. Manşet enflasyon yani yıllık TÜFE artışı Eylül sonunda % 9.2’ye çıkarken, çekirdek enflasyon % 3.8’e gerilemiştir. Bu durum kafa karışıklığına yol açmaktadır. Merkez Bankası temel enflasyon eğilimi açısından çok rahat olsa da, manşet enflasyon % 9’un üzerindeyken ekonomik aktivitedeki olası zayıflamaya karşı para politikasındaki manevra alanı daha sınırlı olacaktır.

Enflasyonun ayrıntılarına gelince, gıda fiyatlarının aylık bazda % 4.7 gibi keskin bir yükseliş göstermesi beklentilerdeki sapmanın en önemli sebebi olarak görünürken, yıllık gıda enflasyonu % 15.3’e yükselmiştir. Bu da tek başına yıllık enflasyona 4.2 puan katkı yaptığı anlamına gelmektedir. Gıda fiyatı artışının daha çok taze sebze-meyve grubundan geldiğini görüyorum ki, son iki ay içerisinde, işlenmemiş gıda grubunda yıllık enflasyonun 17.7 puan gibi çok belirgin bir yükselişle % 25.9’a çıktığını hesaplıyorum. Diğer yandan, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki bu yüksek dalgalanma nedeniyle önümüzdeki dönemde de riskler devam etse de, hava koşullarından kaynaklanan bu yükselişin geçici olacağını tahmin ediyorum ve TÜFE’nin yıl sonunda % 7-7.5 aralığına gerilemesine daha yüksek olasılık veriyorum.

Öte yandan, yıllık enflasyonun artmasına karşılık, çekirdek fiyat göstergelerinde belirgin düşüşler izlendi. Bu çok olumlu bir sürprizdi. Merkez Bankası’nın en fazla önem verdiği çekirdek fiyat göstergesi olan ( I ), (gıda, alkollü içecekler, tütün, altın hariç) yıllık artış önceki aya göre 0.5 puan daha düşerek % 3.7 olmuştu. Ayrıca, hesaplamama göre hizmet grubunda yıllık enflasyon da benzer bir düşüş göstermişti. Oysa, son dönemdeki iç talep artışından en fazla olumsuz etkilenmesi beklenen fiyat grubuydu.

Sonuç olarak, gıda fiyatlarından kaynaklanan artış TÜFE’yi yukarı çekse de, enflasyonun temel eğilimi olumlu seyretmektedir. Son dönemde yayınlanan veriler ekonomik toparlanmada yavaşlama eğilimine işaret ederken, öncü göstergeler ise önümüzdeki dönemde aşağı yönlü risklerin arttığına dikkat çekmektedir. Yani yakın zamanda enflasyonist baskıların artması yönünde bir ortam oluşacak gibi görünmemektedir. Dolayısı ile, Merkez Bankası’nın mevcut gevşek para politikası duruşunu değiştirecek bir durum yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder