29 Eylül 2009 Salı

Faizlerdeki düşüş hiç bitmeyecekmiş gibi...

Son dönemde öncü ve gerçek verilerin ve Merkez Bankaları ve Uluslararası Finans Kuruluşları tarafından çizilen tablonun, risk iştahını destekleyici olmaya devam ettiğini düşünmekteyim. Toparlanmanın yavaş ve zayıf olsa da, kesintiye uğramadan devam etmesinin beklenmesi ve aynı esnada enflasyonun bir tehdit olmaktan bir hayli uzakta olması, düşük nominal ve reel faiz seviyelerinin korunabilmesini getirerek, normalde düşman kardeşler olan tahvil ve hisse senedi piyasalarının işine gelmeye devam etmektedir. Evet bunun kalıcı bir denge olmadığını herkes bilmektedir, ama kısa vadede bu dengenin değişeceğine yönelik güçlü bir sinyal alınmadıkça bu doğrultuda pozisyon alımına devam edileceğe benzemektedir. Ancak mevcut dengenin ne kadar hassas olduğu da, son FOMC toplantısı sonrasında piyasalarda gözlenen olumsuz tepkiden anlaşılmaktadır. Merkez Bankalarının çıkış stratejilerinin ilk adımı olması beklenen niceliksel gevşemenin (tahvil alımı) kademeli olarak kaldırılacağına yönelik takvimin Fed tarafından açıklanması, her ne kadar beklenen doğrultuda bir hareket olsa da, gerilimi artırmaya yetmiştir. Ancak, bu durum ABD uzun vadeli tahvil getirilerine yükseliş yönünde belirgin olarak (şu anda % 3.4 olan getirinin % 4 seviyesini aşması gibi) yansımadıkça, piyasanın geçici bir eğilimi olarak görmeye devam edeceğim.

Bizde ise, gösterge tahvil getirisinin TCMB’nin indirimlere devam sinyaliyle yeni tarihi düşük seviyesi olan % 8.5’e doğru yöneldiği, Türkiye’nin risk primi (EMBI+) ile düzeltilmiş politika reel faizinin ise -% 1.5 ile negatif bölgede kalmayı sürdürdüğü izlenmektedir. Gelinen bu seviyelerin dip olup olmadığı, Merkez Bankası’nın ekonomik aktivitedeki mevcut toparlanmayı nasıl gördüğü, açıklanan OVP’yi nasıl değerlendirdiği ve IMF destekli bir program uygulanmaması durumundaki B planının içerdikleri gibi unsurlara bağlı olacaktır. Olayı böyle koyduğumuzda ise, TCMB toparlanmayı yavaş ve kademeli gördüğüne göre ve B planının likidite desteklerini kalıcı hale getirecek tahvil alımlarını içerdiğini bildiğimize göre, burada riskler aşağı yönlü olmaya devam etmektedir diyebilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder