9 Şubat 2010 Salı

Faizlerin yönü için bırakalım da veriler konuşsun...

Enflasyon izin verirse Türkiye’nin para politikasını sıkılaştırmak için acele etmesine gerek olmadığı görüşünü uzun süredir koruduğumu, ancak bu argüman için veya Merkez Bankası’nın faizler uzun süre sabit kalacak söylemi için, esas belirleyicinin temel makro göstergelerin seyri olacağını belirtmiştim.

Bu bağlamda, yıllık enflasyon Ocak ayında sert bir yükselişle % 8.2’ye çıksa da, öncü verilerin işaret ettiği kadar korkutucu bir yükseliş olmaması ve henüz çekirdek enflasyon göstergelerinde bir bozulma yaşanmaması bir ölçüde rahatlatıcı olmuştur. Merkez Bankası’nın en fazla önem verdiği çekirdek fiyat göstergesindeki ( I ) yıllık artış önceki aya göre değişmeyerek % 3.8 seviyesinde kalmış, hizmet fiyatlarındaki yıllık enflasyon ise % 5.35 ile önceki aya göre hafif bir yükseliş göstermiştir. Ayrıca, Şubat başında beklenen doğalgaz zammının belli olmayan bir süre için ertelenmesi TÜFE’nin yükselebileceği üst sınırı aşağı çekmiştir. Yine de, önümüzdeki aylarda % 9’a yaklaşılması olası görünürken, hedefin üzerinde bir seyrin uzun süre devam etmesi beklenmektedir. Ama bundan önemlisi, böyle bir seyrin enflasyon beklentileri üzerindeki etkisi olacaktır. İleriye yönelik enflasyon beklentilerinin mevcut yıllık enflasyon oranı ile sıkı bir ilişki içinde olması, beklentilerde başlayan kötüleşme eğiliminin kademeli de olsa devam edeceğini düşündürmektedir. Hemen para politikası üzerinde bir etkisi olmasa da, kısa vadede önemli olabilecek diğer veriler ise; üretim görünümü açısından 8 Şubat’ta açıklanacak Aralık ayı sanayi üretimi, iç talep görünümü açısından 10 Şubat’taki CNBC-e Tüketim Endeksi ve istihdam açısından 15 Şubat’taki işsizlik verileridir.

Bu verilerden ilki, faiz açısından olumsuz yönde gerçekleşmiştir. Sanayi üretim endeksi Aralık ayında yıllık bazda % 25.2’lik belirgin bir sıçrama göstererek, piyasa beklentilerinden iyi gelmiştir. Bu yükselişte, çalışma günü sayısının önceki yıla göre daha fazla olması ve önceki yılın üretim seviyesinin zayıflığı etkili oldu. Eğilim açısından daha önemli bir gösterge olan mevsim ve takvim etkilerden arındırılmış endeks ise önceki aya göre % 0.7’lik sınırlı bir artış göstermiştir. Böylelikle, sanayi üretimi son çeyrekte % 9 yıllık artış göstererek bu dönemde yüksek bir GSYH artışını garanti altına almıştır. Verilere ilk kabaca bakış, son çeyrekte % 5-6 aralığında bir GSYH artışı ve 2009 yılı için % 5-5.5 aralığında önceki tahminlere göre daha sınırlı bir daralmaya işaret etmektedir. Bu görünüm aynı zamanda, 2010 yılı için % 5.0 seviyesinde olan büyüme tahminim üzerinde riskleri de yukarı yönde göstermektedir.

Öte yandan, Çarşamba günü açıklanacak Tüketim endeksinin ise Aralık 2009’da son iki yılın en yüksek değerine (185) ulaştıktan sonra Ocak’ta gerileme göstermesini normal görüyorum. Ancak 150 seviyesinin altına inmedikçe, iç talebin büyümeye katkı yapmaya ilk çeyrekte de devam ettiği anlamına gelecektir.

Son olarak da, Ekim ayında olumlu sürpriz yaparak % 13 ve % 16.4’e gerileyen işsizlik ve tarım dışı işsizlik oranlarının bu eğilimi koruyup korumayacağını da kritik görmekteyim. Ekim’de ayrıca tarım dışı istihdamdaki yılık değişim uzun bir aradan sonra 156 bin kişi ile henüz sınırlı olsa da ilk kez pozitif bölgeye geçmişti. Mevsimsel olarak Kasım’da önceki aya göre yükseliş olması normaldir. Dolayısı ile düşüşün devam etmesi durumunda işsizlik oranında iyileşme eğiliminin göründen çok daha güçlü olduğu söylenebilecektir. Ancak, burada bir önemli hatırlatma yapmak da gereklidir. Ekim verileri derinlemesine incelendiğinde istihdam piyasasındaki iyileşmenin bir kısmının kamunun toplum hizmetleri, sosyal ve kişisel hizmetler tarafında artan geçici işçi alımlarından kaynaklandığı görülmektedir. Bu gelişmeye veri sonrası yapılan yorum ve analizlerde değinilmemesini (TCMB dahil) önemli bir eksiklik olarak görüyorum. Hatırlanacağı gibi, geçen yıl ekonomik krize karşı bir önlem olarak, 6 aylık süre için kamu sektöründeki istihdamı 120 bin kişi artırmaya yönelik bir düzenleme yürürlüğe konulmuştu. Bu doğrultuda söz konusu sektörde istihdam artışının son iki ayda 227 bin kişi olduğu izlenmekteydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder