10 Temmuz 2009 Cuma

Borsada düzeltme ne zaman olur?...

Mayıs ayı sanayi üretim verileri, bir çok sektörde vergi indirimleri ile yurtiçi satışlarda görülen toparlanmaya rağmen dış satım olmadan üretimdeki toparlanmanın zayıf kalacağını bir kere daha göstermiş, resesyondan çıkışın yavaş olacağı yönündeki beklentimi ise güçlendirmiştir. Yıllık düşüşü % 23.8 ile en kötü noktasını Şubat ayında gören sanayi üretimi, o tarihten bu yana kümülatif olarak % 21 artmış ve Mayıs ayına gelindiğinde yıllık daralmasını % 17.4’ye kadar taşıyabilmiştir. Böylece, geçen yılın aynı dönemine göre, ilk çeyrekte % 22 oranında gerileyen üretimin, ikinci çeyreğin ilk iki ayında sınırlı bir iyileşmeyle % 17.8 oranında gerilediği hesaplanmaktadır. İhracatın düşüş eğilimini geçen yıl Ekim ayında başlattığı, TİM verilerine göre ikinci çeyrekte % 35 düşüş ile ilk çeyrekten de kötü bir performans gösterildiği ve Temmuz ayına ilişkin ilk sinyallerin de bu civarda bir düşüşün devam edeceğini gösterdiği dikkate alındığında, niye yılın son çeyreğine kadar sanayi üretiminde belirgin bir toparlanma beklemediğim daha iyi anlaşılmaktadır. Büyüme açısından olumsuz algılama yaratacak bu görünümün tek iyi tarafı, eğilimler hakkında daha sağlıklı bilgi veren mevsimsel düzeltilmiş verilerin üretimdeki Mart ayı dip noktasını tekrar onaylaması ve aylık artışların devam ettiğini göstermesi olmuştur. Ancak mevsimsel düzeltilmiş rakamlara göre, önceki ayki % 3.2’lik aylık üretim artışının ardından, Mayıs ayında % 1.2’lik sınırlı bir artış yaşanmıştır. Yıllık üretim artışı da piyasanın % 15.7’lik daralma beklentisinden daha kötü gelmiştir. Başka bir deyişle, krizin dibinin görülmesinin ardından yaşanan toparlanma ihtiyatlı senaryomdan bile biraz daha yavaş gerçekleşmektedir. Bu da 2009 yılı için % 5.5’lik daralma tahminimin üzerindeki, aşağı yönlü riskleri artırmaktadır. Bu gelişmelerin piyasalara yansıması, dünya genelinde de gözlendiği gibi, beklentilerdeki iyileşmeye dayalı öncü göstergelerdeki hızlı yukarı hareketin geriden gelen gerçek verilerle düşünülen ölçüde uyum sağlamaması nedeniyle negatif bir şekilde gerçekleşmektedir.

Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke borsalarında son dönemde görülen satış baskısının toparlanmanın gücüne ilişkin haklı endişelerden kaynaklandığını düşünüyorum. Ancak, borsalar açısından dip noktası olan 9 Mart’tan Haziran ayı ortasına kadar örneğin; S&P’de % 42 gibi çok güçlü artış olmasaydı, bu baskının daha az hissedileceğinin de farkındayım. Bu nedenle, bu hareketi bir trend değişiminden çok ekonomik tabloyla daha uyumlu bir değerlemeyi getirecek bir düzeltme hareketi olarak görüyorum. Türkiye borsasında ise aynı dönemde % 60’ı aşan bir artış yaşanmış, ancak şu ana kadar bir düzeltme hareketinin başladığına yönelik net bir sinyal alınmamıştır. Bilindiği gibi, Türkiye ekonomisi için öngördüğümüz bu ilk toparlanmanın, stokların erimesi ile birkaç ay güçlü olabileceğini, ancak bunu devam etmesini beklemenin gerçekçi olmadığını söylediğim ve toparlanmanın, dibi geniş bir U şeklinde olacağını tahmin ettiğimden, benzer endişelerin eninde sonunda bizim piyasamızda da ağır basmasına daha fazla ihtimal vermekteyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder