Geçen haftanın yurtiçi veri ve açıklama bombardımanının, benim için sürpriz gelişmeler olmasa da, 2009 ve 2010 yılı tahminlerini gözden geçirmek için iyi bir fırsat oluşturduğunu söyleyebilirim. Ben de bu fırsatı kullandım.
Bu veriler sonrasında, 2009 için % 6.0 olan daralma tahminimde ince bir ayara giderek % 5.7’ye revize ettim. Lehte baz etkisi ile uzun süredir söylediğim gibi, 4. çeyrekten itibaren pozitif büyüme beklerken, zaten konsensüs üzeri olan 2010 yılı büyüme beklentimi % 4’den % 5’e yükselttim. Ancak, bunu son iki yılda potansiyel büyüme hızımızın çok altında kalan büyümenin oluşturduğu lehte baz etkisine bağlamakta ve güçlü büyüme olarak görmediğimin tekrar altını çizmek istiyorum.
Güçlü büyümenin önüne aşağıda saydığım engellerin çıkmaya devam edeceğini düşünüyorum; 1) Bankacılık sektörü, ekonomik toparlanmaya aynı oranda destek veremeyebilir. Zira, 2010 yılında da Hazine'nin iç borç çevirme oranı % 100 civarında kalacak gibi görünmektedir.
2) Baz senaryomda, IMF anlaşmasının olmayacağını ve bu doğrultuda kredi kullanılmayacağını varsaydım. Bunun hem birinci maddeye olumsuz etkisi, hem de tüketici ve reel kesim güvenini olumsuz etkileme potansiyeli olacaktır.
3) İşsizlik oranındaki artışın 2010 yılında da devam ederek % 15.5 seviyesine çıkmasını beklemekteyim.
Dolayısı ile, ne kredi talebinde belirgin bir artış, ne de bankaların kredi koşullarında belirgin bir gevşeme beklemek çok gerçekçi durmayacaktır. Bu durumda, yurtdışı borçlanma imkanlarının ne kadar açılacağına da bağlı olarak, kredi büyüme hızı ekonomiye ek bir ivme getirecek boyutlara çıkamayabilir. Bu doğrultuda, 2011 ve sonrası yıllar için büyüme tahminimi de % 5’den % 4’e indirdim.
Diğer önemli revizyonlar ise; 1) Petrol fiyatlarının ortalamada 75 dolar olacağı ve ılımlı da olsa sanayi üretiminde toparlanma yaşanacağı varsayımım altında, cari açığı 35.7 mlr dolar seviyesinde (GSYH'ya oranla % 5.1) tahmin etmekteyim. 2) Merkezi Yönetim bütçesi, 2009 yılına yönelik tahminlerden biraz daha iyi bir görünümle yılı kapatacak gibi durmakta ve bu doğrultuda da, program tanımlı konsolide kamu sektörü faiz dışı açığının GSYH'ya oranının 2009 yılında % 1.8 olduktan sonra 2010 yılında % 0.5'e gerilemesini bekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder