10 Eylül 2015 Perşembe

II. Çeyrek Milli Gelir Verilerine İlişkin Değrlendirmemiz


n Yılın ikinci çeyreğinde milli gelir büyüme oranı %3.8 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, ilk yarı büyüme hızını %3.1’e ulaştırdı. 2015 yılının ikinci çeyreğinde büyüme hızı %3.8 ile %3.45 düzeyindeki ortalama beklenti ve %3.7 olan beklentimizin üzerinde gelirken, önceki çeyrek büyümesi de %2.3’den %2.5’e yükseltildi. Ekim ayında açıklanan yeni OVP'de 2015 yılı büyüme tahmini %4.0 olarak belirlenmiş, son beklenti anketinde piyasa ortalama beklentisi ise %2.9 düzeyinde oluşmuştu.

n Büyüme trendinin gücüne ilişkin gösterge pozitif bölgede kalırken, önceki çeyreğe göre hafif yavaşlamaya işaret etti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış çeyrekten çeyreğe büyüme %1.3 düzeyinde gerçekleşirken, ulaşılan nokta yeni tarihi en yüksek seviyeye de işaret etti. Öncei çeyrekte %1.5 artış gözlenmişti. Trend analizlerinde genellikle son çeyrekte gerçekleşen çeyrekten çeyreğe büyüme hızı yıllıklandırılarak (sequential growth) değerlendiriliyor. Dolayısı ile, %5.3 düzeyindeki yıllıklandırılmış büyüme 2015 yılına güçlü bir momentum ile devam edildiğini düşündürdü.

n Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri, lokomotif sektörler olarak tarım ve sanayiyi öne çıkarmakta. İktisadi faaliyet kollarına göre sabit fiyatlarla gerçekleşen yıllık büyüme oranları ikinci çeyrekte ana sektörler için; Tarım (%6.7), İmalat Sanayi (%5.0), İnşaat (%2.0), Ticaret (%2.6), Ulaştırma (%2.3) ve Finans-Sigorta Faaliyetleri (%9.1) şeklinde oluştu.

n Harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri ise, yurtiçi tüketimin toparlanmaya devam ettiğini, büyümeyi ise dış talebin aşağı çektiğini yansıttı. Harcamaların ana harcama gruplarına göre dağılımına bakıldığında ise; yurtiçi tüketim (%4.5), devletin nihai tüketim harcamaları (%7.5), devletin yatırım harcamaları (%1.0), özel yatırımlar (%11.4), mal-hizmet ihracatı (-%2.1) ve mal-hizmet ithalatı (%1.6) yıllık değişim gösterdiği izleniyor.

n Harcama grupları arasından büyümeye en yüksek katkının yurtiçi tüketim ve özel yatırımlardan geldiği izleniyor. Yılın ikinci çeyreğinde büyümeye yüzde puan olarak katkılara göre bakıldığında; yurtiçi tüketim (+3.6), devletin nihai tüketim harcamaları (+0.8), devletin yatırım harcamaları (0.0), özel yatırımlar (+2.3), stok değişimleri (-1.9) ve net ihracat (-1.1) olarak gerçekleştiği gözleniyor.

n Özel yatırımlar üstüste dördüncü çeyrektir büyürken, dış talep önceki çeyrekte olduğu gibi geriledi. İkinci çeyrekte %11.4 gibi güçü bir oranda artan özel yatırım harcamaları önceki üç çeyrekte de sırası ile %2.1, %0.6 ve %2.2 oranında büyüme göstermişti. Bu nedenle, en azından büyüme kompozisyonu ve büyümenin sürdürülebilirliği açısından olumlu bir gelişme olarak kaydedilebilir. Ancak bu eğilimin yenilenecek genel seçimler ve küresel ekonomi ve piyasalardaki dalgalanmaların oluşturduğu belirsizlik ortamında devam edip etmeyeceğine ilişkin soru işaretleri bir hayli fazladır. Öte yandan, önceki iki çeyrekte olduğu gibi, net dış talebin büyümeyi azaltan bir unsur olarak çalıştığı görülmektedir. Üçüncü çeyrek öncü verileri, iç talebin toparlandığı, ihracatın ise gerilemeye devam ettiğini gösterdiğinden bu eğilimin devam edeceğini düşündürmektedir. Öte yandan, toplam kamu harcamalarının (tüketim+yatırım) büyümeye katkısının muhtemelen yıl ortasındaki genel seçimlerle ilişkili olarak önceki çeyrekten farklı olarak 0.8 puana yükseldiğini görüyoruz ki, bunu sürdürülebilir bulmuyor ve mali denge açısından sağlıklı görmüyoruz. Büyümeyi 2014 yılı ilk üç çeyrekte belirgin boyutta aşağı çeken unsurlardan stoklardaki azalışın ise önceki üç çeyrekte görülen artıştan sonra tekrar azalış yönüne döndüğü ve büyümeyi olumsuz etkilediğini görüyoruz.

n Önümüzdeki dönem görünümünü ele aldığımızda; büyümenin 2015 yılının ikinci çeyreğine göre bir miktar güç kaybettiğini düşünüyoruz. 2015 yılının ikinci çeyreğinde %3.7 yıllık artış düzeyine hızlanan arındırılmamış sanayi üretiminin yılın üçüncü çeyreğine daha zayıf bir hızda başladığı (Temmuz’da yıllık bazda %1.5 artış) görülürken, buna ek olarak ihracatın üçüncü çeyreğin ilk iki ayında da daralma eğilimini koruması büyüme eğilimi açısından sorun yaratmaya devam edeceğe benzemektedir. Buna karşılık, Tüketici güveninde gözlenen sert düşüşe karşılık, oto-beyaz eşya-konut satışlarında yıllık bazda artış kaydedilmeye devam edilmesi büyümeyi desteklemeye devam etmektedir. Ayrıca, 2007 yılından beri ilk kez 2014 yılında daralan tarım sektörünün gerek yağışlarda gözlenen artış ve gerekse baz etkisiyle 2015 yılında tekrar büyüme eğilimine geri dönmesi olumludur. TÜİK’in bitkisel üretim ön tahminlerini kullanarak yaptığımız analiz bu yıl tarım sektörü GSYH’sının %6-7 artabileceğini ilk bakışta düşündürmektedir, ancak geçen yıl bitkisel üretim %4-5 daralmaya işaret ederken tarım GDP daralması %1.9 ile sınırlı kaldığından bu yılki üretim tahminlerinin GSYH karşılığı da daha sınırlı (%4-5) olabilir. İkinci çeyrek gerçekleşmesi de bu görüşümüzü desteklemiştir.


n Sonuç olarak, tüm bu gelişmelerle birlikte, %2.9 düzeyinde olan 2015 yılı tahminimiz için risklerin sınırlı da olsa aşağı yönde olduğunu söyleyebiliriz. Beklentilerden iyi gelen ikinci çeyrek verisine ve ilk yarıda %3.1’e ulaşan büyüme hızına karşılık, üçüncü çeyrekte üretimde gözlenmeye başlanan yavaşlama ve mevcut belirsizliklerin ikinci yarıda büyüme açısından oluşturabileceği riskleri de dikkate alarak, büyüme tahminimiz üzerindeki risklerin sınırlı da olsa aşağı yöne döndüğünü düşünmekteyiz. Veri öncesi haber ajansları tarafından gerçekleştirilen anketlerde ortalama büyüme beklentisi %2.9’a kadar gerilerken, daha önce açıklanan son TCMB Beklenti Anketi’nde de ortalama büyüme beklentisi yine %2.9 düzeyindeydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder