n Yılın ikinci çeyreğinde milli gelir büyüme
oranı %3.8 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, ilk yarı büyüme hızını %3.1’e
ulaştırdı. 2015 yılının ikinci çeyreğinde büyüme hızı
%3.8 ile %3.45 düzeyindeki ortalama beklenti ve %3.7 olan beklentimizin üzerinde
gelirken, önceki çeyrek büyümesi de %2.3’den %2.5’e yükseltildi. Ekim ayında
açıklanan yeni OVP'de 2015 yılı büyüme tahmini %4.0 olarak belirlenmiş, son
beklenti anketinde piyasa ortalama beklentisi ise %2.9 düzeyinde oluşmuştu.
n Büyüme
trendinin gücüne ilişkin gösterge pozitif bölgede kalırken, önceki çeyreğe göre
hafif yavaşlamaya işaret etti. Mevsim ve takvim
etkilerinden arındırılmış çeyrekten çeyreğe büyüme %1.3 düzeyinde
gerçekleşirken, ulaşılan nokta yeni tarihi en yüksek seviyeye de işaret etti. Öncei
çeyrekte %1.5 artış gözlenmişti. Trend analizlerinde genellikle son çeyrekte
gerçekleşen çeyrekten çeyreğe büyüme hızı yıllıklandırılarak (sequential
growth) değerlendiriliyor. Dolayısı ile, %5.3 düzeyindeki yıllıklandırılmış
büyüme 2015 yılına güçlü bir momentum ile devam edildiğini düşündürdü.
n Üretim
yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri, lokomotif sektörler olarak tarım ve
sanayiyi öne çıkarmakta. İktisadi faaliyet kollarına göre
sabit fiyatlarla gerçekleşen yıllık büyüme oranları ikinci çeyrekte ana
sektörler için; Tarım (%6.7), İmalat Sanayi (%5.0), İnşaat (%2.0), Ticaret
(%2.6), Ulaştırma (%2.3) ve Finans-Sigorta Faaliyetleri (%9.1) şeklinde oluştu.
n Harcamalar
yöntemiyle hesaplanan GSYH verileri ise, yurtiçi tüketimin toparlanmaya devam
ettiğini, büyümeyi ise dış talebin aşağı çektiğini yansıttı.
Harcamaların ana harcama gruplarına göre dağılımına bakıldığında ise; yurtiçi
tüketim (%4.5), devletin nihai tüketim harcamaları (%7.5), devletin yatırım
harcamaları (%1.0), özel yatırımlar (%11.4), mal-hizmet ihracatı (-%2.1) ve mal-hizmet
ithalatı (%1.6) yıllık değişim gösterdiği izleniyor.
n Harcama
grupları arasından büyümeye en yüksek katkının yurtiçi tüketim ve özel
yatırımlardan geldiği izleniyor. Yılın ikinci çeyreğinde
büyümeye yüzde puan olarak katkılara göre bakıldığında; yurtiçi tüketim (+3.6),
devletin nihai tüketim harcamaları (+0.8), devletin yatırım harcamaları (0.0),
özel yatırımlar (+2.3), stok değişimleri (-1.9) ve net ihracat (-1.1) olarak
gerçekleştiği gözleniyor.
n Özel
yatırımlar üstüste dördüncü çeyrektir büyürken, dış talep önceki çeyrekte
olduğu gibi geriledi. İkinci çeyrekte %11.4 gibi güçü bir oranda
artan özel yatırım harcamaları önceki üç çeyrekte de sırası ile %2.1, %0.6 ve %2.2
oranında büyüme göstermişti. Bu nedenle, en azından büyüme kompozisyonu ve
büyümenin sürdürülebilirliği açısından olumlu bir gelişme olarak
kaydedilebilir. Ancak bu eğilimin yenilenecek genel seçimler ve küresel ekonomi
ve piyasalardaki dalgalanmaların oluşturduğu belirsizlik ortamında devam edip
etmeyeceğine ilişkin soru işaretleri bir hayli fazladır. Öte yandan, önceki iki
çeyrekte olduğu gibi, net dış talebin büyümeyi azaltan bir unsur olarak
çalıştığı görülmektedir. Üçüncü çeyrek öncü verileri, iç talebin toparlandığı,
ihracatın ise gerilemeye devam ettiğini gösterdiğinden bu eğilimin devam
edeceğini düşündürmektedir. Öte yandan, toplam kamu harcamalarının
(tüketim+yatırım) büyümeye katkısının muhtemelen yıl ortasındaki genel
seçimlerle ilişkili olarak önceki çeyrekten farklı olarak 0.8 puana
yükseldiğini görüyoruz ki, bunu sürdürülebilir bulmuyor ve mali denge açısından
sağlıklı görmüyoruz. Büyümeyi 2014 yılı ilk üç çeyrekte belirgin boyutta aşağı
çeken unsurlardan stoklardaki azalışın ise önceki üç çeyrekte görülen artıştan
sonra tekrar azalış yönüne döndüğü ve büyümeyi olumsuz etkilediğini görüyoruz.
n Önümüzdeki
dönem görünümünü ele aldığımızda; büyümenin 2015 yılının ikinci çeyreğine göre
bir miktar güç kaybettiğini düşünüyoruz. 2015
yılının ikinci çeyreğinde %3.7 yıllık artış düzeyine hızlanan arındırılmamış
sanayi üretiminin yılın üçüncü çeyreğine daha zayıf bir hızda başladığı
(Temmuz’da yıllık bazda %1.5 artış) görülürken, buna ek olarak ihracatın üçüncü
çeyreğin ilk iki ayında da daralma eğilimini koruması büyüme eğilimi açısından
sorun yaratmaya devam edeceğe benzemektedir. Buna karşılık, Tüketici güveninde
gözlenen sert düşüşe karşılık, oto-beyaz eşya-konut satışlarında yıllık bazda
artış kaydedilmeye devam edilmesi büyümeyi desteklemeye devam etmektedir.
Ayrıca, 2007 yılından beri ilk kez 2014 yılında daralan tarım sektörünün gerek
yağışlarda gözlenen artış ve gerekse baz etkisiyle 2015 yılında tekrar büyüme
eğilimine geri dönmesi olumludur. TÜİK’in bitkisel üretim ön tahminlerini
kullanarak yaptığımız analiz bu yıl tarım sektörü GSYH’sının %6-7
artabileceğini ilk bakışta düşündürmektedir, ancak geçen yıl bitkisel üretim
%4-5 daralmaya işaret ederken tarım GDP daralması %1.9 ile sınırlı kaldığından
bu yılki üretim tahminlerinin GSYH karşılığı da daha sınırlı (%4-5) olabilir. İkinci
çeyrek gerçekleşmesi de bu görüşümüzü desteklemiştir.
n Sonuç
olarak, tüm bu gelişmelerle birlikte, %2.9 düzeyinde olan 2015 yılı tahminimiz
için risklerin sınırlı da olsa aşağı yönde olduğunu söyleyebiliriz. Beklentilerden
iyi gelen ikinci çeyrek verisine ve ilk yarıda %3.1’e ulaşan büyüme hızına karşılık,
üçüncü çeyrekte üretimde gözlenmeye başlanan yavaşlama ve mevcut
belirsizliklerin ikinci yarıda büyüme açısından oluşturabileceği riskleri de dikkate
alarak, büyüme tahminimiz üzerindeki risklerin sınırlı da olsa aşağı yöne
döndüğünü düşünmekteyiz. Veri öncesi haber ajansları tarafından
gerçekleştirilen anketlerde ortalama büyüme beklentisi %2.9’a kadar gerilerken,
daha önce açıklanan son TCMB Beklenti Anketi’nde de ortalama büyüme beklentisi
yine %2.9 düzeyindeydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder