n TÜİK
verilerine göre Haziran ayında işsizlik oranı %9.6’ya yükselirken, tarım-dışı
işsizlik oranı da %11.7’ye çıktı. Türkiye genelinde işsiz
sayısı 2015 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 226 bin kişi
artarken, işsizlik oranı ise 0.5 puanlık artış ile %9.6 seviyesinde
gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı da geçen yıla göre 0.6 puanlık artış ile
%11.7’de oluştu. Önceki ay ise aynı oranlar sırası ile; %9.3 ve %11.4 düzeyindeydi.
İşsizlik oranındaki artışın mevsimsellin gerektirdiği yönde (azalış) gerçekleşmediğini
görüyoruz. Öte yandan, özellikle iç talebin seyri açısından önemli bir gösterge
olarak izlediğimiz istihdamın yıllık artış hızının %2.5’e ve tarım-dışı istihdamın
yıllık artış hızının %3.0’e yükseldiğini görmekteyiz ki, manşet verilere göre bir
miktar daha olumlu bir tablo çizmektedir.
n İşsizlik
ham verilerini sağlıklı değerlendirmek için dikkate almamız gereken bazı
özellikler bulunmaktadır. Mevsim etkilerinden arındırılmamış
verilerin tarihsel gelişimine bakıldığında, genellikle işsizlik oranının yılın
en düşük noktasını Haziran ayında gördüğü, bu ayı takiben de Şubat ayına kadar
yükseliş eğilimine girdiği bilinen bir gelişmedir, yani mevsimsellik söz konusu
oranların gelişiminde önemli bir belirleyici olmaktadır. Bu nedenle işsizlik
oranındaki yükselişin, mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde gözlenip
gözlenmediği trend açısından daha önemli bir unsur olmaktadır. Buna karşılık,
istihdamın ekonomilerin gerek genişleme gerekse daralma dönemlerinde ancak bu
döngü belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra belirgin değişim gösteren bir
üretim faktörü olması bu verinin öncü bir gösterge olmaktan çok, ekonomik
aktivitedeki değişimlerin hanehalkı üzerindeki etkilerini gecikmeli olarak
yansıtan bir veri olduğunu unutmamamızı da gerektiriyor.
n Mevsimsellikten
arındırılmış işsizlik oranı %10.4’e çıkarken, tarım-dışı oran da %12.6’ya yükseldi.
Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı tarihi düşük seviyesini %8,1 ile
Haziran 2012’de görmüş ve uzun süre yatay seyrettikten sonra 2013 yılında %9’a
yükselmiş, bu döngüde gördüğü en yüksek seviye 2014 yılı Kasım ayında ulaştığı
%10.6 olmuştu. Takip eden 5 aylık gerilemeden sonra ise Mayıs’ta tekrar yönünü
yukarı çevirmişti. Öte yandan, mevsimsellikten arındırılmış verilerde trend
açısından istihdamdaki aylık değişimlerin daha fazla bilgi içerdiğini
düşünüyoruz. Bize göre, aynen ABD verilerini piyasaların izlediği gibi,
Türkiye’de de mevsimsellikten arındırılmış tarım-dışı istihdam aylık değişimi
takip edilmelidir. Bu şekilde bakıldığında, Türkiye ekonomisinde 2012-2013
yıllarında aylık ortalama 70 bin kişilik güçlü sayılamayacak bir tarım-dışı
istihdam yaratılmış, benzer şekilde 2014 yılında ortalama aylık artış 78 bin
kişiyle önceki iki yıla yakın gerçekleşmişti. Bu yıl ise, tarım-dışı
istihdamda, ilk çeyrekte ortalama aylık 50 bin kişilik zayıf artıştan sonra ikinci
çeyrekte ortalama aylık 59 bin kişilik artışla sınırlı bir hızlanma gözlenmiştir.
Haziran ayı bazında ise önceki ayların aksine bin kişilik istihdam azalışı
kaydedilmiştir. Diğer taraftan, mevsimsellikten arındırılmış işgücüne katılım
oranı yeni tarihi zirve olan %51.4 seviyesine yükselmiş, bir yandan işsizlik
oranındaki düşüşü sınırlayan bir etken olarak çalışırken, bir yandan da iş
bulma ümidinin arttığını düşündüren bir gelişme olmuştur.
n Tarım-dışı
istihdam artışında hizmetler sektörü lokomotif olmayı sürdürüyor, diğer
sektörlerin katkısı ise ihmal edilebilir boyutta.
Tarım dışı sektörlerde istihdam edilenlerin sayısında bir önceki yılın aynı
dönemine göre gözlenen 707 bin kişi artışın, 634 bini hizmetler sektörü
kaynaklı olurken, sanayi sektöründe 48 bin, inşaat sektöründe ise 26 bin
kişilik istihdam artışı gözlenmiştir. Bu görünüm hiç de şaşırtıcı değildir,
GSYH verilerine göre hizmetler sektörü 2014’de %4.1 büyüdükten sonra bu yıl ilk
yarıda da %4.1 oranında büyüme göstermiştir.
n Önceki
ay başlayan işgücü piyasasında bozulma eğilimi bu ay güçlenmiş görünürken,
büyümeye ilişkin gelişmelere bakıldığında ise bunun devam etmesi olası görünmektedir.
2014 yılında büyüme %2.9 ile potansiyel büyüme oranının
altında kalmış, bu yılın ilk yarısında ise sınırlı bir hızlanma ile %3.1 gibi yetersiz
bir büyüme hızıyla devam edilmektedir. Ayrıca, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü
göstergeler büyüme hızında yeniden yavaşlamaya işaret etmektedir. Bu durum ise istihdamda
aşağı yönlü bir seyrin hakim olabileceğini düşündürmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder